‘24’ annemin beni doğurduğu yaştı. Şöyle yazmışım blog’a geçen sene doğum günümden sonra:
Bir sene geçmiş. 25 oluyorum. Bugün hayatımı tek bir insanla geçirme fikri mi yoksa yapayalnız geçirme ihtimali mi daha korkunç karar veremiyorum. Kimse kısıtlamasın istiyorum beni, bu tek başına olma durumu, özgürlük hoşuma gidiyor ama sonra da bir anda pat diye dünyanın en yalnız insanı gibi hissedebiliyorum kendimi. Partide yalnız olmak güzel de sanki ışıklar yanıp herkes biriyle el ele tutuşup eve gittiğinde ben tek kalıyormuşum gibi. Ama yarın hayatının aşkıyla karşılaşacaksın deseler daha çok erken derim. O yüzden iyi böyle. Belirsizliğin iç gıcıklayan heyecanlı bir huzursuzluğu var hem, aşk gibi, şimdilik onunla idare ediyorum.
aşkın kimyası, babasının prensesi, biraz gözyaşı ve bir teşekkür
aşkın kimyası, babasının prensesi, biraz gözyaşı ve bir teşekkür
‘24’ annemin beni doğurduğu yaştı. Şöyle yazmışım blog’a geçen sene doğum günümden sonra: “ Annemin beni doğurduğu yaştayım. Ne eksik ne fazla. Benim kadarken yuva kurmuş, çocuk doğurmuş annem; anne...

ben kadınım
ben kadınım
‘24’ annemin beni doğurduğu yaştı. Şöyle yazmışım blog’a geçen sene doğum günümden sonra: “ Annemin beni doğurduğu yaştayım. Ne eksik ne fazla. Benim kadarken yuva kurmuş, çocuk doğurmuş annem; anne...

YORUMLAR
Şu an hiç yorum yok.