
Catch projesiyle sokakların en orijinal ve gerçek stillerini yakalayan, tarzını ve çalışma disiplinini hayranlıkla takip ettiğim, üniversitedaşım Emircan Soksan’la işler güçler hakkında konuştuk, merak ettiklerime cevaplar aldım ve bu cevapları kendime saklayamadım :) Bir de şu fotoğrafların güzelliğine bakar mısınız lütfen <3
Mimar Sinan Üniversitesi Şehir-Bölge Planlama Bölümü’nden mezunsun. Ne zaman, nasıl fotoğraf dünyasının içinde buldun kendini?
Küçüklükten beri fotoğraf amatör olarak hep hayatımdaydı. Üniversiteye geldiğimde profesyonel ortama girme şansı buldum. Okurken bir yandan dergilerin, markaların ve blogger’ların projelerine dahil olmaya başladım. Koştur koştur her işe girmeye çalışıyordum. Okul bitince de tam bir meslek haline geldi fotoğrafçılık. Ama halen ilk günkü amatör ruhumu korumaya çalışıyorum.
Neden moda ve sokak fotoğrafçılığını seçtin, ilgin nerden geliyor?
Aslında bu bir seçim değil. Tamamen içgüdüsel oldu sanırım. Sokak stili fotoğrafçılığına başlamamın ilk sebebi o dönem biraz video’dan uzaklaşmak istememdi. Ticari kaygısı olmayan ve beni farklı alanda besleyen işler yapmak istedim. Diğer yandan sokaklardaki gerçek insanların gerçek ve orijinal stillerini fotoğraflama fikri çok heyecan veriyor.
Ne tarz projeler yapıyorsun? Sence sektör nasıl?
Bu aralar yoğunlukta markalarla yaptığım sokak stili projeleri var. Bir yandan dünyadaki moda haftalarına gidip blog’um CATCH için sokak stili çekiyorum. Fotoğraf haricinde halen yine markalarla video projeleri yapmaya devam ediyorum. Sektör hızlı bir şekilde genişliyor ama nicelik ve nitelik aynı oranda artıyor diyemem. Bir diğer sorun ise sektörde ciddi bir emek sömürüsü olması. Genç kreatiflere sektör ekonomisinde çoğu zaman bir pay düşmüyor. Bu kreatif insanlar ekonomik olarak beslenemeyince sektörde bir kısır döngü oluşuyor. Sektör birbirine bağlı ve birbirini besleyen bir zincir gibi. Bir halkası zayıflayınca zincir ne yazık ki tamamen gücünü kaybediyor.
Sokak stili yakalıyorsun, zorlukları neler? İnsanlarla konuşup ve onları poz vermeye ikna etmek için ne söylüyorsun genelde?
Hem zorluğu hem de keyif aldığım noktası köşeyi dönünce asla neyle karşılaşacağını bilmemek. Bir gün şehrin her yerinde gezip hiçbir şey bulamayabiliyorsun, diğer gün bir yerde kahve içerken tam da aradığın stili bulabiliyorsun. Fotoğrafını çekmek istediğim insanlara bir sokak stili blog’um olduğunu söylemem yetiyor. Zaten az çok stili olan insanların sokak stili bloglarına karşı bir aşinalığı oluyor. Bazen de zaten blog’u takip eden insanlara denk geliyorum. O da ayrı bir keyif tabii.
Gittiğin şehirler arasında sokak stilini en sevdiğin şehir hangisi?
Moda haftası dışında değerlendirecek olursak gittiğim ve sokak stillerini en sevdiğim şehir Berlin ve New York.
Sokak stilini en çok çekmek istediğin şehir?
Stockholm ve Kopenhag.
Video işleri de yapıyorsun aynı zamanda. En sevdiğin işin hangisi?
En sevdiğim işlerden biri 3 yıl önce Roma’da okurken çektiğim La Fuga. İkincisi sokak stili blog’uma paralel yaptığım Urban Freaks. Son olarak da en son Vogue Türkiye ile yaptığım video.
La Fuga
Urban Freaks:
karaköy’de 45 dakikada red bull art around
karaköy’de 45 dakikada red bull art around
Catch projesiyle sokakların en orijinal ve gerçek stillerini yakalayan, tarzını ve çalışma disiplinini hayranlıkla takip ettiğim, üniversitedaşım Emircan Soksan’la işler güçler hakkında konuştuk, merak ettiklerime cevaplar aldım ve bu cevapları kendime saklayamadım...

mağazada pop up yoga: live love dream
mağazada pop up yoga: live love dream
Catch projesiyle sokakların en orijinal ve gerçek stillerini yakalayan, tarzını ve çalışma disiplinini hayranlıkla takip ettiğim, üniversitedaşım Emircan Soksan’la işler güçler hakkında konuştuk, merak ettiklerime cevaplar aldım ve bu cevapları kendime saklayamadım...

YORUMLAR
Şu an hiç yorum yok.