Çizen Bayan

MORRISSEY

istanbul  ·  konser  ·  müzik
MORRISSEY

19 Temmuz. Aylar öncesinden aldım biletimi. Tatil planlarımı bu güne göre ayarladım. 6 sene önce kaçırdığım Morrissey’i bu defa canlı izleyeceğim.

19 Temmuz. Bugün Morrissey belki de son kez İstanbul’da.

Yaşayan efsaneye turnelerinde eşlik eden Amerikalı solist Kristeen Young sahne alıyor önce. Sesi belli ki çok güçlü ama şarkıları yoruyor beni. Özellikle Morrissey beklerken dinlemekten hoşlanmadığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Başka bir ortamda dinlesem durum değişir miydi bilmiyorum.

Saat 10’u geçtiğinde önce grubuyla el ele tutuşarak bir tiyatronun sonunda seyircilerini selamlar gibi çıkıyor Morrissey sahneye. Elinde Türk bayrağı. Davulun da kicklerinin üzerinde Türk bayrakları var yine. Sebebini anlamıyorum. Jest? İroni? Bir Smiths şarkısıyla, How Soon Is Now ile başlıyor konser. Everyday is like sunday, You Have Killed Me gibi klasik Morrissey şarkılarıyla devam ediyor.

Uzun zaman sonra ilk kez bir konserde önlerde değil yerim ve ilk kez önlerde olmayı bu kadar istiyorum. Resmen içim gidiyor uzaktan sahne önündeki dinleyicilerine sürekli ellerini uzatan Morrissey’i izlerken. Tam önde, en önde olunacak konsermiş. Çünkü dokunuyor seyircilerine, önlerinde yere yatıyor, tokalaşıyor Morrissey, sürekli temas halinde.

Notlar, çiçekler ve hatta bir Charles Aznavour LP’si bile atılıyor sahneye, hepsine ilgi gösteriyor Moz. Hatta sahneye tırmanmaya çalışıyor bir kadın hayranı, görevliler önlemeye çalışmayıp bilakis sahneye çıkmasına yardım ediyorlar. Tutkulu hayranının kendisine sarılmasına izin veriyor Morrissey. Önce bir kadın, sonra küçük bir kız.

İzleyiciyle konuşuyor:

Can you feel my heart? I have nothing else…

Konuşma sırası izleyiciye geliyor:

Morrissey tarafından mikrofon uzatılmış izleyicilerden çoğu heyecanla I love you diyebiliyorlar sadece. Biz de arkalardan, çok uzaktan, Morrissey I love you diyoruz içimizden.

Sonra bir hayranı Adamın dibisin Morrissey diyor. Hak veriyorum. Kendi kendime dibi diye değil ama adamın hası şeklinde ben de kurmuştum bu cümleyi. Sonra I know it’s over söylüyor. Şarkıyı, çaresizlik duygusunu öyle yanıstıyor ki, içim burkuluyor, tüylerim diken diken.

Yalnız 21. yüzyıl insanını Last night I dreamt that somebody loved me kadar güzel anlatan bir şarkı olamaz heralde.

No hope no harm just another false alarm … içimizde kalan ve sıkı sıkı tutunduğumuz umut kırıntısı canımızı yakıyor. Sadece benim değil, hepimizin, biliyorum.

Last night I felt real arms around me...  tek gecelik yalnızlıklarımız akıllarımızda.

Tell me how long before the last one, tell me how long before the right one?

Hayır, ağlamicam. Zaten çok uzakta Morrissey, bir de ağlarsam hiç göremem göz yaşlarımdan.

 fotoğraf-2

Duygularımızla oynadıktan sonra We all know that politicians are root of evil and we also know that people are the same everywhere sözüyle büyük alkış alıp People are the same everywhere’i söylüyor.

Şarkıcılar müzik yapsın, politikaya, dünya meselelerine bulaşmasın diyenlerdenseniz yanlış konserdesiniz çünkü Meat Is Murder sırasında gösterilen görüntüler canınızı sıkabilir. Morrissey hayvanların katledilmesine karşı ve bunu en ünlü yemeği kebap olan bir ülkede bağıra bağıra söyledikten sonra kocaman bir alkış alıyor. İçimize dokunuyor görüntüler. Şarkının sözlü kısmı bittiğinde sahneden ayrılıyor Morrissey. Kırmızı ışık altında çalmaya devam ediyor grup, çok dramatik, bir cinayeti müzikle ancak böyle anlatabilirsiniz. Bu konserden sonra kaç kişi vejeteryan olmaya karar vermiştir merak ediyorum.

Normal setlist’in son şarkısı: Let me kiss you. Close your eyes and think of someone you physically admire and let me kiss you diyor. Yaşlandıkça güzelleşen Morrissey’den duymak garip bu sözleri. Sana hem physically hem mentally hayranız Morrissey.

But then you open your eyes and you see someone that you physically despise

But my heart is open, my heart is open to you derken gömleğini çıkarıyorsun ya, kaç genç kadın ve erkeğin rüyalarını süslüyorsun, kaç genç kadın ve erkek gözlerini kapayıp başkalarını öperken belki de seni düşlüyor biliyor musun?

Bir kere de bis yaptıktan sonra Irish blood English heart söylememesinin burukluğu içimde biraz büyülenmiş biraz hüzünlü çıkıyorum Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nden.

Duygusal, hassas ruh, güzel insan, inanılmaz ses, iyi ki müzik yapmış diyorum. Hem gözlerim hem kulaklarım için şükrediyorum.

«
»
Instagram
Tüm Hakları Saklıdır © 2015 Elif Tanverdi
Top