MADONNA

İstanbul’da bir Madonna konseri olacağı açıklandığında ben de birçokları gibi inanılmaz heyecanlandım. Şarkılarıyla büyüdüğüm; kadınlığı dahası kadınlığımla barışık olmayı öğrendiğim idollerden biriydi Madonna ve İstanbul’a geliyordu. Haber duyulur duyulmaz tükendi fiyatı 110 ile 990 TL arası değişen biletler.
Hareketli şarkılarıyla delice dans ettiğim, zaman zaman duygulandığım, erotik şarkılarıyla moda girdiğim bu kadın için durup düşünüp şükretmişliğimi de bilirim. Madonna her zaman yeni, kışkırtıcı, beklenmedik şeyler yaptı. Klipleriyle politik mesajlar vermekten çekinmedi. Özgürlükçü ve cesur bu kadın, azınlıklar ya da ayrımcılığa uğrayanlar tarafından çok sevildi, benimsendi. Çok taklit edildi, kimseyi taklit etmedi.
Bu profilden bekleneceği üzere en cesur sahne şovlarını yapan Madonna’nın konseri kaçmazdı. 7 Haziran Perşembe akşamı Koray, Billur, Pelin, Ufuk, Sezgi, Duygu, Burçin, Tan ve ben Seyrantepe TT Arena’nın yolunu tuttuk ve 5’den itibaren kapı önünde beklemeye başladık. Bizden erken gelenler, erken saatlerde sıraya girenler de vardı. Özellikle Madonna’yı Sofya’da da izlemiş olan Koray sürekli geç kaldığımız düşüncesindeydi. 1-2 saat bekleyişten sonra kapılar açıldı ve sırayla içeri koşup sahne önünde yerlerimizi aldık. Birkaç saat de sahne önünde -maalesef zayıf organizasyon sebebiyle aç ve susuz bir şekilde- bekledikten sonra enfes bir açılışla start aldı Madonna konseri.
Yaşı ilerledi. Enerjisini yitirmeyi bırakın, tahtına aday olanlar sönüp yiterken daha da parladı onun yıldızı. Şehveti öğrendiğimiz, erotizm yüklü ‘Justify My Love’ şarkısında ‘poor is the man, whose pleasures depend on the permission of another’ diyen kadın sevdi; seksapelitesi yanına bir de anneliği ekledi. İkisi de çok yakıştı Madonna’ya. Konserde sahnede erotik şovuyla izleyenleri büyülerken bir sonraki şarkısını oğluna sarılarak söylediğinde kimse garipsemedi.
Muhtemelen şu an dünya üzerinde izleyebileceğiniz en büyük prodüksiyonlardan biriyle en harika sahne şovlarından birini gerçekleştirdi. Konserden çok sirk izler gibi ağzımız açık izledik dansçıları, ipte yürüyen Madonna’yı. Exress Yourself söylerken onun izinden giden Lady Gaga’ya da bir selam çakıp Born This Way’e geçti. Bu parçayı ‘she’s not me’ diye bitirmeyi ihmal etmedi tabii.
Seyirciyle konuştu; sahne önündekilere mikrofon tuttu, ellerini uzattı; sahnenin her yerindeydi: Dans etti, kadın rolüne de erkek rolüne de büründü, sevgilisiyle öpüştü, seyircinin önünde soyundu ve hiç ama hiç durmadı. Performansına, enerjisine, güzelliğine hayran olarak izledim Madonna’yı. Süperstarlık, insanların tanrılaştırılması çok abartılı gelmiştir bana hep, ama onu izlerken hepsini hakettiğini düşündüm.
İyi ki varsın Madonna! Bu harika gece için teşekkür ederiz.
Bu da konserden sonra büyülenmiş halimiz. Madonna dinimiz. Amin!
Seyirciyi bir açıdan kutlamak lazım. Sıkış tıkıştı benim olduğum yer ama asla kavga çıkmadı, itişme kakışma olmadı. Madonna hayran profili daha pasifist sanırım. Bir yandan da sönük buldum izleyiciyi. Sebebiyse karşımızda Madonna gibi bir insan olması sebebiyle donup kalmamız olabilir. Hak vermek lazım.
Son olarak konser çıkışı metroya binebilmek için baya bir sıra bekledikten sonra son metroya zar zor yetiştik bu nedenle aktarma yapamadık. Keşke konser günlerinde metro saatini birazcık daha uzatsalar.