Çizen Bayan

LİFE IN COLOR

festival  ·  istanbul  ·  Küçükçiftlik Park  ·  müzik
Life In Color

Uzun süre ne giysek, üstümüze atılan boyalarla ne renk giysi daha güzel durur diye kafa patlattığımız, Küçükçiftlik’e doğru yürürken rengarenk boyanmış insanları gördükçe heyecanlandığımız Life In Color geçtiğimiz Cumartesi İstanbul’a merhaba dedi.

Parti insanları olarak Oğuz, Pinkfreud, Ecemen, Aychulus, Murat, Tan, Neyzen ve bendeniz de eksik kalamazdık, Küçükçiftlik’in yolunu tuttuk.

Akşam üstü saatlerinde, sosyal medya üzerinden gerçekleşen DJ yarışmasını kazanan Umut Eser ile  başlayan bir günlük festival, heyecanla beklenen boya patlamaları ile gece yarısına kadar devam etti.

Festival, sahneyi sırasıyla devralan Twoloud, Arty, (sonra Danny Avila geciktiği için biraz daha Umut), Danny Avila ve Yellow Claw gibi dans muziğin farklı tarzlarda önemli performanslarının ardından finale yaklaşırken; geçtiğimiz yıllarda yine başka bir One Colony organizasyonu olan Sensation’da da İstanbul’u dev sallamış olan Deniz Koyu ve hitleri Tsunami ile dünya çapında büyük üne kavuşan sempatik Kanadali ikili DVBBS’in enerjik şovlari ardından açılışı yapan yeni Türk asıllı Hollandalı yetenek Umut Eser ile son buldu.

Processed with VSCOcam with hb1 preset

An21 de oldukça merak ettiğim bir performanstı ancak bi önceki gece nasıl partilemişlerse uçaklarını kaçırmışlar (partileme kısmı şaka, işin magazin boyutunu bilemiyorum). Yine de An21’in eksikliğini hissettirmeyen, dans müziğe doyuran line up’in yanı sıra, Afrojack’in official MC’si Zawdi’nin gaza getiren enerjik sunumları, Türk asıllı Dj ve prodüktör Deniz Koyu’nun sahneden Türk bayrağı sallaması, akrobatik şovlar, coşturan boya patlamaları, rengarenk ışıklar da görülmeye değerdi.

Processed with VSCOcam with a5 preset
Daha önce Sensation’i yapan, Hardwell’i İstanbula’a getiren One Colony ekibi özellikle ses ve görseller, kısaca prodüksiyon konusunda titizliklerinin daimi olduğunu da bu son etkinlikle kanıtlamış oldular.

Life in Color’a ilgi beklediğimden bile çok daha büyüktü. Özellikle yeni jenerasyonun bu yoğunlukta oldugu bir ortamda partilememiştim hiç. Bomba gibi geliyorlar onu gördüm. Umudum gençliktedir! Saatlerce rengarenk ve ıslak giysiler içinde durmadan dans ettik. Enerjimiz hep yüksekti. İlk boya patlamasında boyayla ve birazcik vicik vicik dokusuyla ilk tanışma anımda minik bir şok yaşasam da sırılsıklam ve rengarenk giysi ve saçlarla dans etmenin zevkine varınca her şey yoluna girdi.

Islanmadan boyanmadan müzik dinlemek de mümkündü elbet, Deluxe lounge ya da normal alanın arkalarından kuru kalarak sadece performans izlemek mümkündü. Hatta biz de bir süre boyanmasak mı dedikten sonra o coşkuya dayanamayıp sahne önüne attık kendimizi.

Processed with VSCOcam with a6 preset
Giriş çıkışta kuru giysileri, boyanmasını istemediğiniz eşyaları kitlemek için dolaplar koymuşlar keşke kullansaydım ben de. Festival sonunda eve ıslak ıslak yürürken birazcik üşütmüşüm. Budapeşte & Prag seyahatim boğaz ağrılı geçmekte. Onca festivale gidip bu ayrıntıyı nasıl atladım bilmem. İşte bunlar hep tecrübe:)

Bu arada boyandığında muhteşem görünmek için doğru renk beyazmış. Güzel t-shirt’ümü giymeyeyim rezil olur diye korkmaya gerek yokmuş, boyalar söylendiği gibi su bazlı olduğundan makinada yıkanınca çıkıyor. Yanımıza mutlaka kuru giysi almak ve festivali doya doya yaşamak için alana gündüzden gitmek lazımmış. Seneye Life in Color İstanbul’a tekrar uğrarsa bunlar da kulağa küpe ola!

Yorumlar kapalı.

Top