Her gittiğinde mutlaka yaptığın şey: Şehri bisikletle gezmek, Barselona’nın, güzel mimarinin ve Akdeniz havasının tadını çıkarmanın en iyi yolu.
En sevdiğin galeri / müze: CCCB’de enteresan sergiler oluyor, Barselona’daki sokak sanatının da hayranıyım.
En sevdiğin cafe: Farga! Kahveleri ve tatlıları nefis.
En sevdiğin bar: Geceye başlamak için favorim Bar Marseille, Barselona’nın en pis sokaklarından birinde gizli bir güzellik, buraya gittiğimde 19.yy’a geri dönmüş gibi hissediyorum.
En sevdiğin gece kulübü: Eklektik ambiansı, cool müzik ve dj’leriyle dans etmek için tercihim Sala Apolo. Pazartesileri ‘Nasty Monday’ partileri çılgındır.
Alışveriş için adreslerin: Paco Rueda Shop. Avrupa ve özellikle İskandinavya’dan genç tasarımcıların harika parçaları oluyor. Uygun fiyatları sebebiyle Zara ise vazgeçilmezim.
Ne yemeli / içmeli: Bocadillo ve şampanya için, 5€’ya yiyip içebileceğiniz Champagneria favorim. Şehirdeki en iyi tapas ve bira ise Cerveceria Catalana’da.
Şehrin soundtrack’i / filmi / kitabı: El Guincho – Bombay (Pop Negro).
Yılın en sevdiğin zamanı: Kesinlikle ilkbahar. Martın ortasından itibaren havalar ısınmaya başlar, milyonlarca turist şehre akın etmeden önce terasınızda bira keyfi yapabilirsiniz.
