
Sinem Cansu
Sinem, 25 yaşındamoda ve fotoğraf insanı
sık sık Paris'e seyahat ediyor.
Şehirdeki ritüelin: Seine Nehri kıyısında (özellikle île Saint-Louis’de çeşitli Mono/FranPrix’lerden alınan şahane 3.90 Euro’luk şaraplar ve atıştırmalıklarla içip muhabbet etmek), aynı şekilde Canal St. Martin ve Pont des Arts da kurulmak için iyi alternatifler, (gereksiz bilgi: Pont des Arts’da bir sürü kilitler takılmış, sevgililer gelip birbirlerine olan bağlılıkları bitmesin diye oraya kilit takıyorlar), Canal St. Martin kenarında, çok güzel mini mini cafeler de var. Bisiklet kiralayıp Paris’i boydan boya dolaşmak. Louvre’un orada, boydan boya Jardin des Tuileries’de hava güzelken, çimenlere yayılmak, fıskiyelerin orada oturmak.
En sevdiğin galeri / müze: Çağdaş sanat: Centre Pompidou. Genel anlamda: Musée d’Orsay.
En sevdiğin cafe: La Perle, en bilinen yerlerden, John Galliano’nun açıklamalarını (!) yaptığı yer.
La Palette, Marais – St. Paul tarafında, çok popüler bir yer.
En sevdiğin bar / gece kulübü: Experimental Cocktail Club, Etienne Marcel barlar, Chez Jeannette, güzel bir bar, Rue du fabourg, a Strasbourg St-Denis ( Türk mahallesi)
Alışveriş için adreslerin: Marais bölgesi Marais’de butikleri gezmek, Chatelet (mini dükkânlar), Market alışverişinde mesela, Param olursa Le Bon Marché’nin marketi şahane, Vintage butikleri, marché aux puces (bitpazarları) gezmek,
Ne yemeli / içmeli: Marais, St. Germain’de sevdiğin bir cafeye dışarıya oturup, kahveni yudumlamak, yanında harika “patisserie”ler yemek. Galeries Lafayette ve Centre Pompidou’nun üst katına çıkmak gerek, en kötü ihtimalle bir drink alınız.
PARİS YAZISINA GERİ DÖNMEK İÇİN TIKLAYIN