Yakıcı güneşe rağmen püfür püfür esen Parkorman Electronica Festival katılımcılarına 23 Haziran Cumartesi günü saat 2’de açıyor kapılarını ve aynı anda festivale son anda dahil edilen Energy Zone’da Burn Team DJ’leri ile müzik başlıyor. Electronica Stage’de müziğin başlamasınaysa henüz 2 saat var. Çimlerde mindere yatmak, kokteyl denemek, langırt oynamak, standları gezmek ve festival ortamına erkenden ayak uydurmak için yeterli bir süre.
Saat 16:00’dan itibaren festival girişinde sağ tarafta bir dağ evi şeklinde olan Indigo Stage’in gölgelik verandasında müzik eşliğinde dans etmek, minderlerde keyif yapmak ya da Tektekçi shot’larının tadına bakmak mümkün.
17:45’de Electronica Stage’de New York’lu The Discotexas Band sahneye çıkıyor. Parkorman ve ana sahnenin önü yeni yeni kalabalıklaşmakta. Sandalyesini alıp gelenler, minderlere, çimenlere oturanlar, dans eden güzel kızlar ve erkekler, renkli festival giysileri… sesi tamamen kıs, ortam Woodstock şu an. İtiraf edeyim bunca zaman isminden midir kitlesinden korktuğumdan mıdır bilmem ama kesinlikle ön yargı sebebiyle katılmadığım Electronica Festival beni şaşırtıyor.
Electronica Stage’de bir grup sahneden indiği anda sessizlik olmasına fırsat vermeden Energy Zone’da müzik başlıyor ve dans aralıksız sürüyor. Hiç durmadan dans edenlerden biri de benim. Kendime göre bi festival buldum işte. Dance Arena da 18:00 sıralarında kapılarını açsa da dışarda çok güzel bir hava var ve gidip ara ara göz attığım kadarıyla 20:00’e kadar olan performanslar seyircisiz kalıyor biraz.
Yemek alanını kolaçan ediyorum. Hafif şeyler yok bu festivalde. Yine abur cubura kaldık. Çin yemeği, waffle, sandviç, sosisli ve midye dolma yemek mümkün, neyse ki fiyatlar makul. 18:30’da Electronica Stage’de Stee Downes, Johnwaynes‘e vokalleriyle eşlik ediyor ve festival alanı da dolmaya, hareketlenmeye devam ediyor.
20:00’de Electronica Stage’de yeni kadrosuyla sahne alan Hercules & Love Affair ve Dance Arena adlı dev çadırda performansa başlayan ikili Yolanda Be Cool arasında tercih yapmam gerekiyor ve sırf hava durumundan Electronica Stage’i tercih ediyorum. Kostümleri, hal ve tavırlarıyla bir konserden fazlasını sahneliyor Hercules & Love Affair. Yüksek enerjili, eğlenceli performansları DJ Whitney Fierce’ın gömleğini çıkarıp sütyenle seyircilerin arasına inmesiyle zirve yapıyor.
Saat 21:00’de Orkun Bozdemir‘i dinlemek için Indigo Stage’deyiz. Gündüz festival alanına göre daha boş olan veranda da artık dolu. Hala girmeye cesaret edemediğim Dance Arena’dan ise #electronicafest etiketli tweetler yağıyor Ahmet Şendil hayranlarından. İnanılmaz bir performansmış, ben onların yalancısıyım.
Saat 21:45 olduğunda en çok beklediğim performans için Electronica Stage önündeyim. Sahnede elektronik alt yapı, gitar ve davulla dans müziği icra eden WhoMadeWho benim için festival’in highlight’ı. Grup üyelerinden Tomas Barfod’un rahatsızlığı sebebiyle iki kişi sahnedeler (Tomas Barfod da festival alanında ama koltuk değnekleriyle yürüyor). Olsun, diğer Tomas ve Jeppe ilk başlarda daha sakin geçen performanslarını en çok beklediğim Satisfaction cover’larıyla tepe noktasına ulaştırıyorlar.
İtiraf edeyim tam bu noktadan sonra eve gitsem de olabilirmiş. Festivalin benim için en keyifli dakikaları geride kalmış; hava iyice kararmış, duyduğuma göre kapıda da içeri girmek isteyen korkunç bir kalabalık varmış.
Saat 23:00’de Electronica Stage’de sahne alan Crookers tempoyu bir hayli yükseltiyor, herkes dans ediyor, harika çalıyorlar. O sıralarda Dance Arena’da çalmakta olan Beegee Nurettin Çolak’la yaptığı yeni şarkısı It’s Perfect’i dinleyicinin beğenisine sunuyor ve tweet’lerden anladığım kadarıyla tam not alıyor. Biz Electronica Stage’de Crookers’ın harika remix’leriyle gaz bir şekilde dans ederken saat tam 12’de müzik çat diye kesiliyor bir anda, sahnedekiler de şaşırıyor. Sanırım 12’den sonra açık alanda müzik çalınmaması gibi bir kural var yoksa bu hareketin başka bir anlamı olamaz. Yine de sahnedekilerin haberi olsaydı da hiç değilse şarkıyı bitirselerdi diye düşünmeden edemedim. Kendi adıma seyirci mühim değil, 4 sahne var gider bir diğerinde dans ederiz ama sanatçıya ayıp oldu gibime geldi.
Saat tam 00:00’da festivalin headliner’ı Markus Schulz Dance Arena’da ama içeri girmek mümkün değil. Markus Schulz’un baya fan’ları var ve festivale sadece onu dinlemek için gelmiş biri büyük hayal kırıklığı yaşayabilir; çünkü Dance Arena saat 12’den sonra dev bir saunaya dönmüş durumda. Saat 1’de Markus Schulz gelmiş dinlemeden olmaz diye içeri girip 5 dakikada 1 kilo veriyoruz terleyerek. Müzik ve görseller şahane ama adım atacak yer yok, havalandırma da yetersiz kalmış. Crookers’ın 12’de çat diye kesilmesiyle aynı sebep, heralde 12’den sonra açık alanda müzik olmuyor ve bu nedenle çadırda gerçekleşiyor bu performans diyorum içimden. Gerçek sebebini bilemiyorum. Biraz çadırın içinde sıcakta biraz da çadırın önünde müzik geldiği kadar dans edip üzülerek ayrılıyoruz Dance Arena’dan.
01:15’de Indigo Stage’de beklediğim bir diğer sanatçı Kasper Bjorke geçiyor DJ setinin başına, hatta sırf onun için bu saatlere kadar kaldım diyebilirim. Indigo Stage’in kapalı mekanları da oldukça sıcak ama burada veranda opsiyonu da olduğu için keyfimiz yerinde. Danimarkalı Kasper Bjorke’e yine Danimarkalı grup Whomadewho’dan Jeppe eşlik ediyor. Bir yarım saat de Murat Uncuoğlu performansını dinledikten sonra benden bu kadar diyip evin yolunu tutuyorum. Ben çıkarken Dance Arena’da W&W başlamış, Markus Schulz’u aratmayacak bir kalabalık dans etmeye devam ediyordu.
Sonuç olarak ilk kez katıldığım Electronica Festival’den özellikle gündüz saatlerinde çok büyük keyif aldım. Festival’in kalbimi çalan performanslarını Danimarkalı Whomadewho ve Kasper Bjorke gerçekleştirdi. Crookers, Yolanda Be Cool ve The Discotexas Band de takip etmeye değer sanatçılar. Akşam saatlerinde festival bambaşka bir hal aldı, izleyici profili bile değişti. Crookers’a çok ayıp oldu bir de Markus Schulz fanı olsam ve çadıra giremesem büyük hayal kırıklığı yaşardım.