
2016 yazı diyince pek çoklarımızın aklına başka şeyler gelecek belki ama ben bu yazı Festival Yazı olarak hatırlamak istiyorum. Eğer siz de müziğin, dansın, arkadaşlarla geçirilen iyi vaktin iyileştirici gücüne inanıyorsanız havaların git gide soğuduğu şu günlerde gelin hep beraber Festival Yazını hatırlayalım…
Ben kendi adıma sezonu Nisan ayında Coachella’da açtım. İstanbul’da Festival sezonu da Mayıs ayında Parkfest, Chill-Out, Haziran’da Soundgarden gibi festivallerle devam etti. Bir sürü iyi ismi dinledim!
Soundgarden Festival, Kilyos
Chill Out Festival İstanbul’da
Haziran Barselon’da Sonar, sonra Temmuz Berlin yakınlarındaki Laerz’de Fusion, Çeşme’de Electronica Fest ile devam etti. Yine tek hatırladığım mutlu insanlar, rengarenk giysiler, ve iyi, çok iyi müzik…
Sonar Barcelona
Sonar’da arkası işlemeli Twist ceketimle
Fusion’da sırtı dekolteli cennet çiçeği desenli Twist gömleğimle
Fusion Festival, Almanya
Fusion’da Japon balıklı Twist elbisem ve arkası işlemeli Twist kot yeleğimle
Twist’le birlikte Twist Festival Yazı projemizin ilki olan One Love Festival çok kritik bir zamana denk geldi ve festival ne yazık ki iptal oldu :(
Chill-Out Bodrum
23-24 Temmuz’da Chill Out Festival içim Bodrum’a kaçtık biraz nefes almak için. Sürekli iptal edilen konser festival haberleri ve yabancı sanatçılardan ülkemizle ilgili iç karartıcı açıklamalar okurken Chill Out Festival Bodrum’un yapılıyor oluşu, festivale gelecek sanatçıların yüreklendirici güzel mesajları sayesinde umut dolduk ve müziğin kollarına bıraktık kendimizi…
Bodrum’daki Chill-Out Festival iki gün sürdü.
Yalıkavak’ın serinletici denizi, Xuma’nın yemyeşil çimenler üzerine atılmış rengarenk minderleri, ağaçlar altındaki bu güzel ortamda herkes çok mutluydu. Endişelenmekten yorulmuş gençlerin bir araya geldiği keyifli bir hava hakimdi.
Twist’in bir gözlem kulesini andıran alanı hem görsel olarak şahaneydi hem de Twist’in festivale özel seçtiği parçaların indirimle satıldığı, katılımcılara ücretsiz olarak flash tattoo yapılan, saça renkli tüyler takılan tatlı bir alandı!
Cumartesi Lounge FM DJ’lerinin hafif hafif başlattığı festivalde ilk sahne alan isim Henri’ydi. Türkiye’ye gelmeden önce attığı düşünceli destek mesajı üzerine setine bir de Sezen Aksu şarkısı sıkıştırarak gönüllerimize taht kurdu.
Bu festivali borçlu olduğumuz isimlerden biri, cantanca’nın seti sırasında olduğu yerde hafif hafif dans etmeye başlayanlar sahne önüne geçmeye başladı. Chill-out ritimlerle salınan kalabalık kısa sürede ele avuca sığmaz dOP üyelerinin enerjisine ayak uydurdu.
Her zaman olduğu gibi sahneye kızları çıkarmaktan seyircilerin bardağına ya da ağzına içki dökmeye, bir sanatçı bir seyirciyle ne kadar iletişime girebilirse o kadar iletişime girerek live setlerine muhteşem bir coşkuyla sonlandırdıklarında, aynı zamanda bu denize yakın ufak sahnenin kapanışını da yapmış oldular.
Hava karardığı sırada çimenlerin üzerindeki ana sahneye geçildi. Setin başında bu kez yurt dışında gurur kaynağımız olan Şafak Özkütle, yani Oceanvs Orientalis vardı. Etnik öğeleri fazlasıyla barındıran, organik ve kıvrak seti, kendisinden sonra sahne alan Matanza için de mükemmel bir warm-up’tı. Matanza Şili’nin ve genel anlamda Güney Batı Amerika’nın geleneksel enstrümanlarını canlı çalarak elektronik alt yapıyla buluşturan oldukça enteresan bir grup. Çok yüksek enerjili ve kesinlikle canlı izlenmeli!
Hava kararıp ışıkları yanında bambaşka bir havaya bürünen Twist standında minik bir moladan sonra gecenin son ismi Acid Pauli’yi dinledik. Setine Makber gibi ağdalı ve ağır bir şarkıyla başladı. Acid Pauli’nin Türk müziği sevgisini bilmeyen yoktur. Sadece solo act’lerinde değil işbirliği içinde olduğu diğer müzikal oluşumlar da Türk ve genel anlamda doğu müziğinden oldukça besleniyor. Ancak ölümü hiç düşünmek istemediğim, yalnızca gözlerimi kapatıp dans etmek istediğim bir ortamda bize dakikalar boyunca Makber dinlettiği setinin enerjisini daha sonradan da çok yükseltmediği için çok keyif almadım bu setinden. Bütün gün deniz, güneş, dans ve bir sürü aktiviteden yorgun olduğumdan, Acid Pauli’yi çok sevsem de ‘bugünün yarını da var’ diyerek setin sonunu göremeden otele döndüm.
Pazar günü deniz ve güneş keyfimizden eksilen bir şey yoktu. Twist alanında fotoğraflar çekmeye, görünen her yerimize flash tattoo yapmaya, saçlarımızı süslemeye, güneşlenmeye, iyi vakit geçirmeye devam ettik. Öğle saatlerinde Lounge FM DJ’leri ve Doğan Aktay’ın seti ile yine festival ortamı da sağlandı.
Püsküllü işlemeli transparan Twist kimonom <3
Birbiriyle dev kanka olan Hollandalı unders ve Ermenistan asıllı Amerikalı Goldcap de yine festival öncesi Türkiye’ye gelmek istemeyen sanatçıların aksine birlik beraberlik mesajı yollayan sanatçılar arasındaydı. Doğuya has melodi ve ritimleri barındıran, belki politik çatılar altında bir araya gelemeyen coğrafyaları müzik gücüyle birleştiren iki kuvvetli set sonrası çimenlerin üzerindeki ana sahneye geçtik yine.
unders ve Goldcap ile
Hava kararmaya başlayınca hayata geçen bu sahnede doğudan batıya çevirdik rotamızı ve bu sefer de Arjantin’den Chancha Via Circuito için sahne önünde yerimizi aldık. Live ve etnik set kontenjanından dünkü Matanza ile karşılaştırmaya müsait Chancha Via Circuito yine oldukça eğlenceli bir grup olsa da Matanza kadar etkilemediler beni. Zaten Arjantin mi Şili mi diye sorsalar net Şili diyen bir insanım o yüzden normal sanırım :)
İkinci günün asıl beklenen ismi benim için Bedouin’di zaten ve 2 saat aralıksız dans için teşekkür ediyorum kendilerine. Bedouin’in kıvrak olduğu kadar yer yer sert dokunuşlarla bezediği setinden sonra yakalanan enerjiyi Eduardo Castillo devraldı ve festival bitimine kadar dans vardı!
Arkası işlemeli uzun gri Twist kimonomla
Movom bikinim, Italia Independent gözlüklerim, Twist küpelerim ve Twist beyaz kapüşonlu gömleğimle
Bu güzel 2 gün de böyle sonlandı. Hepimize kötü günleri 2 günlüğüne de olsa unutturan, müziğin iyileştirici gücünü hatırladığımız, yaz başında alıp festivallerde giyeriz desek de bir türlü giyemediğimiz kimonolarımızı renkli şortlarımızı giymeye fırsat bulduğumuz mükemmel bir festivaldi. Bodrum da her zamanki güzelliğiyle daha da güzel kıldı Chill-Out’u.
Bodrum’da atmosfer rahatlatıcıysa da İstanbul’da iptaller devam etti ne yazık ki. Ama biz bu yazı Festival Yazı olarak hatırlayacağız. Temmuz sonunda Çeşme’de Another Festival, Ağustos’ta da İstanbul’da Electronica Festival gerçekleşti.
Bahsettiğim arkası işlemeli Twist kot yeleğin detayı
Çeşme Chill-Out
27 Ağustos’ta ise Twist’le birlikte Chill-Out Çeşme için İzmir’e uçtuk bu sefer. Festival’deki buluşma noktamız belirlediğimiz iki katlı Twist kulesi, üstüne çıkıp tüm alana bakmak için eşsiz güzellikte bir dekordu aynı zamanda. Hatta Çeşme’de bu güzel kulenin mimarıyla da tanıştım! Ben de hala mimarlık yapıyor olsam böyle festivaller için tasarımlar yapmak isterdim sanırım =)
Çeşme’deki Chill-Out Festival tek gün sürdü. Wareika, Kadebostany, Fırtınayt projesiyle Büyük Ev Ablukada, Aquarius Heaven ve Douglas Greed sahne aldı. Nicola Cruz ise transit vize ile ilgili bir problem yüzünden gelemedi. Çeşme Chill-Out’ta müzikten çok efsane gün batımı kaldı aklımda…
Çeşme Chill-Out’un hemen ertesi günü Burning Man’e uçup festival sezonunu kendi adıma zirvede kapatmış oldum. Benle bu yolculuğa çıktığınız için teşekkür ediyor, önümüzdeki yazı şimdiden iple çekiyorum…
Desenine ve rengine bayıldığım Twist pantolonumla Yunanistan’da
Delikli kahverengi Twist elbisemle Çeşme Chill Out’ta
almanya bodrum çeşme elektronik müzik festival festival modası festival stili ispanya istanbul müzik
Bize her yer Festival!
Bize her yer Festival!
2016 yazı diyince pek çoklarımızın aklına başka şeyler gelecek belki ama ben bu yazı Festival Yazı olarak hatırlamak istiyorum. Eğer siz de müziğin, dansın, arkadaşlarla geçirilen iyi vaktin iyileştirici gücüne...

YORUMLAR
Müthiş anlatmışsnız. Festival yazınızı okuyunca hop oturup hop kalktım resmen :)
Test message
Çok güzel bir yazı, hepimiz grupça çok eğlenmiştik. hislerimize tercüman olmuşsunuz :)))