
detoks meselesi son yıllarda çok moda oldu, herkesin dilinde. sağlığına düşkün pek çoklarımız gibi ben de ‘toksinlerden arınma’nın mümkün olduğunu öğrenince hemen nasıl oluyormuş bu iş diye araştırdım ve çeşitli yöntemler denedim. ilk olarak birkaç gün süren sadece meyve/sebze suyuyla beslendiğimiz aslında biraz radikal diyebileceğimiz juice cleanse’lerden yaptım. tam tamına 3 kere 3’er gün juice cleanse yaptım. deneyimlerimi buradan okuyabilirsiniz. öncelikle söylemeliyim ki her sağlıklı beslenme ekolünde ve diyet tarzında olduğu gibi juice cleanse’in de çok iyi olduğunu savunanlar da var çok kötü olduğunu da. şekeriniz ya da tansiyon probleminiz varsa denemeyin bile mesela. bana sorarsanız zorlu bir 3 günün ardından gerçekten güzel bir temizlenme oluyor ancak kısa süre içersinde tekrar aynı yeme alışkanlıklarınıza döndüğünüzden biraz manasız olduğu söylenebilir bu yöntemin. he o cleanse’den sonra hayatınızda yeni bir sayfa açacaksanız bilmem. benim için gerekçi değil.
evet sağlığıma çok dikkat ediyorum. hatta bir keresinde eve 3 günlük şişe şişe meyve sebze sularımı taşırken metroda bir amca yanıma gelip bunlar ne kızım ne taşıyorsun böyle demişti. meyve suyu amca detoks yapıcam demiştim. çok mu seviyorsun kendini diye sormuştu amca :) evet çok seviyorum kendimi. sigara içmiyorum. mümkün olduğunca içinde koruyucu ya da katkı maddesi olan paketli gıdalardan uzak durmaya çalışıyorum. yoga yapıyorum haftada en az 4 gün (ki özellikle twist yani burkulma pozlarının ağırlıklı olduğu dersler muhteşem detoks etkisi yaratıyor) yine de ister istemez birikiyor insanın vücudunda toksinler.
bana bir aydınlanma mı geldi artık ne olduysa dedim ki bu iş böyle olmayacak. 3 gün sadece meyve / sebze suyu içip sonra paldır küldür normal yemeğe abanarak bir yere varamayacağım. ne yapayım ne edeyim diye araştırırken istanbul’da JÜS’ markasının yaratıcısı Aylin çıktı karşıma. bizim juice’larımızı denemeni çok isterim dedi. dedim Aylincim tabii ki denerim ama ben öyle sabahtan akşama kadar sadece juice içmek istemiyorum artık, ama bir yandan da biliyorum ki özellikle bu yeşil sebze suları çok sağlıklı. bana bu juice’ları normal hayatıma dahil edebileceğim bir yöntem varsa onu öğretmeni istiyorum dedim.
meğer Aylin’in uzmanlık alanı da buymuş zaten. new york’un en önemli beslenme uzmanlarıyla beraber çalışmış, işi yerinde öğrenmiş. önce bana beslenme alışkanlıklarımla (işte sevdiğim gıdalar neler, günde kaç öğün yiyorum falan) ilgili sorular sordu. sonra da sağlıklı detoks lifestyle’ın birkaç basit prensibini söyledi:
-
Güne probiyotik ile başla:
Sabah uyandığında probiyotik al (tablet ya da suyun içinde çözünen şekilde olabilir). Bu hem sindirim sistemini düzenliyor hem de bağışıklık sistemini güçlendiriyor. (Hatta sağ leğen kemiğinizin iki parmak üstüne saat yönünde masaj da yapabilirsiniz hafif hafif)
-
Daima hafiften ağıra beslen:
Bu prensip hem gün içinde hem öğün içinde geçerli. Yani sabah ilk öğünümüz en hafif, öğlen biraz daha ağır, en ağır yiyeceğimiz yemek ise akşam yemeği olmalı. Genelde bilinen bunun tam tersidir, sabah sıkı kahvaltı et gün içinde acıkma akşam hafif ye denir ama olayın doğrusu şuymuş, sabah hafif ye ki öğlen henüz sindiremediğin bir şeyin üzerine bir daha yemek yeme! Aynı prensip öğün içinde de geçerli yani şöyle: et ve salata yiyeceksek önce salatayı sonra eti yemek daha iyiymiş.
-
Beş besin grubunu hiçbir zaman aynı anda tüketme:
Bu prensip de şöyle oluyor: (1)Protein, (2)Bakliyat, (3)Nişasta ve Karbonhidrat, (4)Kuru meyve & Kuru yemiş ve (5) Taze Meyve olmak üzere bu 5 besin grubunu hiçbir zaman birlikte tüketme. Bir de yağların, sosların, sebzelerin içinde olduğu Nötr grup var. Bu nötr grubu meyve hariç diğer gruplarla birlikte tüketebiliyoruz. Meyve her zaman tek başına. Yani şöyle oluyor. Etin yanında salata ye ok ama patates (nişasta) yeme:)
-
Vücudun alkali dengesini koru:
İşte green juice’lar bu prensipte devreye giriyor. Gün içinde yediğimiz neredeyse her şey asidikmiş. Çok asidik beslenirsek vücut toksik oluyormuş. Asit ve bazlarsa birbirini bağlayıp vücuttan atılıyormuş. Bunun için de alkali beslenmek önemliymiş. Genellikle içinde klorofil olan gıdalar bu dengeyi korumamıza yardımcı olurmuş. Green juice’ların içinde bu dengeyi sağlayacak bol bol yeşil yeşil bitkiler var işte :)
-
Spordan sonra ters duruş:
Son olarak bir de spor yaptıktan sonra bir çeşit inversion yani ters duruş yaparsanız Aylin’in porselen cildi gibi bir cilde sahip olabilirsiniz. (Aylin’i bi google’layın cidden kız yaptığı işin virali gibi) Ne olabilir bu inversion’lar: baş duruşu olabilir, ayaklarınızı duvara dikip biraz öyle bekleyebilirsiniz, omuz duruşu yapabilirsiniz yani sonuç olarak ayakların baştan yukarda olduğu, yani vücudun yer çekimiyle ilişkisinin değiştiği duruşlar.
Ben sabah ağır kahvaltı etmeyi sevmeyen, akşamlarıysa sosyalleşmek için yemek yiyen bir insan olduğum için bu prensipleri uygulamak benim için oldukça kolay oldu. Aylin sabah kahvaltımı vücudumun alkali dengesini düzenleyecek bir green juice ile değiştirmemi önerdi. Damak tadıma en uygun green juice’u beraber seçtik: The Source. İçinde elma, salatalık, maydonoz, roka, ıspanak, marul, limon ve zencefil var. Ben salatalık kokusunu sevmediğimden benim juice’larıma birazcık daha fazla limon koyduk. İnanmazsınız ama ilk kez bir green juice’un tadını sevdim :)
Öğlenleri hafif beslendim. Canım daha ağır şeyler çektiğindeyse akşamı bekledim. Beş besin grubunu hiç karıştırmadım. Kalori hesabı falan zaten hayatımda hiç yapmadım. Bu şekilde beslenirken de kalori hesaplamanıza gerek yok. Tabii ki mantık ve sağduyu çerçevesinde aşırı ağır yememek, sırf karbonhidrata nişastaya abanmamak lazım. Ama onun dışında karıştırmadığınız sürece her şeyden yiyebiliyorsunuz. Aylin 3 hafta bu şekilde beslenmemi önerdi. 3 haftanın sonunda cidden daha parlak ve duru bir cilde ve vücuttan atılmış fazlalıklar sayesinde daha hafif bir fiziğe ulaştım. Tabii ki bu sırada yoga yapmaya da devam ettim onu atlamayalım. Bir de arada bir kadeh şarap falan da içtim, hayatı kendime zindan etmedim.
Ya işte böyle. Aslında hayat boyu bu şekilde beslenebilirsiniz. Bazen etin yanında patates yemek, hem karbonhidrat hem protein barındıran bir pizza yemek isteyebilirsiniz tabii. Böyle günlerde biraz daha fazla yeşillik yiyin, pes etmeyin, yarın kaldığınız yerden devam edin diyor Aylin. Ah diyeti bozdum kafasıyla bu sağlıklı hayat stilini topyekün bırakmanıza gerek yok yani.
Eğer benim beslendiğim gibi beslenmeyi denemek isterseniz JÜS’ün Cihangir Başkurt Sokak’taki dükkanına uğrayabilirsiniz. Ben bu detoks hayat stilini deneyeceğim 3 hafta boyunca her sabah bana da bir green juice gelsin derseniz http://www.
EDİT: çok sevgili aylin bu yazıdan sonra jüs’ü denemek isteyenler için tüm cleanse’lerde her zaman geçerli bir indirim kodu oluşturdu cizenbayan okurları için. CB10 koduyla %10 indirimle deneyebilirsiniz siz de jüs’ü :)
kızlar size “o” çocuğu buluyorum
kızlar size “o” çocuğu buluyorum
detoks meselesi son yıllarda çok moda oldu, herkesin dilinde. sağlığına düşkün pek çoklarımız gibi ben de ‘toksinlerden arınma’nın mümkün olduğunu öğrenince hemen nasıl oluyormuş bu iş diye araştırdım ve çeşitli...

#cizenbayanlayoga başladı!
#cizenbayanlayoga başladı!
detoks meselesi son yıllarda çok moda oldu, herkesin dilinde. sağlığına düşkün pek çoklarımız gibi ben de ‘toksinlerden arınma’nın mümkün olduğunu öğrenince hemen nasıl oluyormuş bu iş diye araştırdım ve çeşitli...

YORUMLAR
Şu an hiç yorum yok.