
Prag küçük bir şehir. Biblo gibi binaları, kıvrım kıvrım ve 2. günün sonunda hepsi aynı yere çıkan sokakları, eskilikten örümcek ağı bağlamış anıtları, şehrin içinden geçen Vltava nehri, Mucha’nın, bölünen Çekoslavakya’nın ve komünizmin izleri var.
Avrupa’da mesafeler kısa. Budapeşte – Prag arası da otobüsle 6 saat sürüyor. Biletimizi orangeways.com‘dan adam başı 6000 Forint’e aldık. çok gezenler kulübü olarak sabah Budapeşte, öğlen Prag’daydık!
Prag’da 2 gün, Unesco tarafından korunan tarihi şehir merkezinin çok dışına çıkamayacak kadar az, ama tüm şehir merkezini bitirecek kadar çok gün demek. Ben de ikincisini yaptım. Geniş geniş gezdim, yürüdüm, bolca yemek yedim ve kokteyl içtim.
Muhtemelen Prag’a giden pek çok insanın da onaylayacağı şahane restoranlar, cafeler ve barlar derledim.
Kahve
Čerstvě-pražená-káva.cz
Truhlářská 33
Upuzun bol sessiz harfli ismi bana hiçbir şey ifade etmeyen bu mini mini dükkan sadece kahveye adanmış. Mis kokulu taze çekirdak kahve uygun fiyata. (35 Çek kronu)
Bakeshop
Kozí 1 (V Kolkovně)
Prag’ın en şık bar ve restoranlarının bulunduğu ve capcanlı bir bölge olan Yahudi Mahallesi’nde sabah akşam mis gibi kahve içmek, içerken de yoldan gelip geçeni izlemek için uğrayabileceğiniz, sabahları taze croissant, akşam üstleri insanın iradesiyle oynayacak tatlılarının tadına bakabileceğiniz, yüksek tavanlı, şık ama rahat bir pastane.
Mama Coffee
Vodičkova 674/6 (Navrátilova)
Prag’da 2 şubesi bulunan Mama Coffee’nin Vodickova şubesinde alt katta bardan to go kahvenizi alip yolunuza devam edebilir, üst katta ise özgür tavukların yumurtalarıyla hazırlanmıs çırpılmış yumurta ile kahvaltı edebilir, kahve keyfi yapabilirsiniz.
Siz de benim gibi mekanin kendine özel kahve çay servis edilen fincanlarına aşık olursanız, yine alt kattaki bardan evinize de bir set almanız mümkün. Mama Coffee geniş, aydınlık, çok zevkli ve sade döşenmiş üst katı, sempatik çalışanları ve vegan seçenekler sunan az ve öz menüsü ile ile Prag’ın en kendine has müesseselerinden biri. Wifi da var!
TRICAFE
Anenská 3
Prag’ın tarihi şehir merkezinde, bana Berlin’deki cafe’leri andıran, girişte self servis barı, devamında evin oturma odası gibi dekore edilmiş hem masaları hem koltukları hatta piyanosu olan rahat, samimi bir cafe. Normalde wifi varmış ama ben oradayken çalışmıyordu. Raflarda bulunan kitaplar dekor amaçlı değil, alıp okuyabiliyorsunuz.
Original Coffee
Betlémská 12
Mini mini şehir merkezini gezmeye devam ederken karşınıza çokça bu ‘hip’ cafe’lerden çıkıyor. Hatta Mamma, Original ve Tricafe belki de bir zincir diye düşünmeye başlıyorum. Hepsinde kahve işletmenin merkezine konmuş ve duvarlarda aynı sanatçının elinden çıkmışa benzeyen çalışmalar var. Original da yine evinizin salonu rahatlığında.
Restoran
Café Palanda
Zlatnická 1122/11
İddiaları Prag’ın en ucuz hamburger’ini satmaları, doğru olabilir. Fotoğrafta görmüş olduğunuz hamburger (özellikle ekmeği çok lezizdi), bol baharatlı çıtır patates kızartması ve o zamanlar henüz içtiğim şimdi ağzıma sürmediğim kola bahşişle beraber 238 CZK tuttu (20 Küsür lira). Bu ayarda bir restorana göre hiç fena değil. Prag’ın tarihi merkezinde yer alıyor, içinde üst kata çıkarken çok güzel duvar resimleri var.
Café Savoy
Vítězná 5
Nehrin ve Charles Bridge’in şehir merkezine göre öteki tarafında yer alan Cafe Savoy, Prag’da yeme içme restoran konusunda çok keliteli bir imparatorluk kurmuş Ambiente ailesinin ‘şık cafe & restoran’ dalındaki medar-ı iftiharı. Restoran, mimarisi, aydınlatması ve şık çalışanları ile içeri girdiğiniz andan itibaren ize bir zamanların Doğu Avrupa ihtişamını sonuna kadar hissettiriyor. Yerinize oturup sipariş verdiğiniz zaman Doğu ve Orta Avrupa yemeklerini barındıran menüsü ve yemeklerin servisi de de bu atmosferi destekler nitelikte. Prag’a gidenlerin yemek yemek ya da bir şeyler içmek için uğraması, görmesi gereken bir mekan.
Ambiente Restaurante Brasileiro
U Radnice 8/13
Cafe Savoy’un da içinde olduğu Ambiente grubunun bir başka üyesi. Hepsi harika restoranların arasından seçim yapmak, en iyisi bu demek çok zor ama bu Brezilya restoranı konsepti sanırım favorim. Rezervasyonun şart olduğu restoranda önce içeceğinizi sipariş edip açık büfeden başlangıçlarınızı alıyorsunuz. Çeşit çeşit salata, soğuk meze, gazpacho, leziz sushi ve istiridye var. Başlangıçla işiniz bittiğinde ise asıl eğlence başlıyor. Bir yandan empanada, muz kızartması gibi ara sıcaklar masanıza gelirken bir yandan da şişe geçirilip her biri farklı bir şekilde pişirilmiş çeşit çeşit et, sempatik garsonlar tarafından tabağınızda kesiliyor. Tavsiyem, arasıcaklarla karnınızı doyurmayın, etlere yer bırakın ve gelen her farklı kesin etin mutlaka tadına bakın! Tüm bunlar için fiks bir fiyatın üzerine sipariş ettiğiniz içkileri ödeyeceksiniz. Ucuz değil ama kesinlikle değer!
Ambiente Pasta Fresca
Celetná 11
Yine Ambiente ailesinden bu sefer bir İtalyan restoranı. Tüm Ambiente restoranları gibi şık, çalışanlar özenle seçilmiş ve yemekler de leziz. Giriş katında da masalar var ama tavsiyem restoranın adını aldığı taze makarnaların hazırlandığı, kesildiği yer altındaki alana geçmeniz. Bir de mahzenin yer aldığı ve son derece zevkli dekore edilmiş Pasta Fresca’da çilekli salata ve ıspanaklı tagliatelle’nin tadına mutlaka bakın. Yediğim en orijinal salata ve lezzetli makarnalardan biriydi. Bu arada garsonları, şefleri ajanstan özel seçmiş olabilirler, gözümüzü alamadık.
Bu Ambiente‘nin Pizza Nuovo diye Pizza’cısı, Lokal diye daha hızlı yemek konsepti ve barı, Cestr diye ünlü bir et restoranı da var. Gitmedik ama iyi olduklarından şüphem yok!
Kokteyl
Tretter’s
V Kolkovně 3
Müziği, atmosferi, barmenleri ile kendinizi 1930’ların New York’unda hissedeceğiniz Tretters’da, 100 sayfalık kokteyl menüsünden ne içeceğinize karar verememeniz durumunda barmenlere ne tarz tatlardan hoşlandığınızı anlatırsanız size leziz bir kokteyl hazırlıyorlar. Süper mekan gerçekten. Ne denesek bayıldığımız kokteylleri, kendine has dekorasyonu, barmenlerin hem cool ve mesafeli hem esprili ve cana yakın tutumları, kulağı yormayan ama kayıtsız kalamayacağınız müziğiyle Prag’a gitmişken mutlaka uğranması gereken mekanlardan bence.
El Mojito
Dlouha, Prague 1
Prag’ın barlar sokağı Dlouha’da salaş, rahat ve leziz mojito içebileceğiniz bir mekan, adı üstünde El Mojito (çok tavsiye edilen yine Ambiente’ye ait Lokal’de futbol maçı izlendiği için buraya girdik aslında ve çok sevdik)
LAVMI
Zlatnicka 12
Prag’ın şehir merkezi oldukça eski olduğundan Avrupa’nın genelinde karşımıza çıkan tasarım ıvır zıvır dükkanlarından çok fazla yok. Renkli geometrik desenlerin çoğunlukla ev tekstili ürünlerinde uygulandığı, kumaş olarak da satıldığı LAVMİ bu anlamda bu bölgede biraz yalnız kalmış. Prag’ın tarihi şehir merkezinin dışına çıkıldığında bu tarz yerler olduğuna eminim. O bölgeleri de keşfetmek için 3. 4. güne ihtiyaç var bence.
Karlův most | Charles Bridge | Karl Köprüsü
Prag’ın astronomik saat ve dans eden ev gibi bir diğer çok turistik noktası. Vlatava nehri üzerinde bulunan taş köprü yaklaşık 10 metre genişliğinde ve yaya trafiğine açık durumda. Sağlı sollu üzerleri örümcek ağlarıyla kaplı kapkara heykellerin yer aldığı köprü boyunca minik tezgahlardan takı ve hediyelik eşyalar satın almak mümkün.
Pražský Orloj | Astronomical Clock
İlk kez 1410 yılında kurulan, dünyanın 3. en eski ve çalışan en eski astronomik saati. Saat başlarında olan biteni izlemek çok keyifli ancak çok turistik bir nokta kendinize güzel bir yer edinin bir de tabii ki herkes aval aval saate baktığı için çok fazla yankesicilik olayı olabilir. Dikkatli olmakta fayda var.
Tančící dům | Dancing House
Rašínovo nábř. 80
Futurista
Bir ‘mimari kantin’ ile aynı avluda yer alan Futurista’da çağdaş Çek sanatçıların işleri satılıyor.
Pomník obětem komunismu | The Memorial to the victims of Communism
Komünizm kurbanları anıtı
Tüyleri diken diken eden bir çalışma. Hemen sol tarafında işi anlatan bir yazı var, buraya gidip mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Çok ünlü Lennon Wall’a da yakın.
Şehirde Alfonso Mucha etkileri
Arnüvo akımının belki de en ünlü temsilcilerinden Alphonse Mucha Çek bir sanatçı. Dolayısıyla Prag’ın her köşesinde, tabelalarda, posterlerde Çek halkının onunla duyduğu gururun izlerini görmek mümkün.
Mucha Çekoslavakya’nın Çek Cumhuriyeti ve Slovakya olarak ayrılmasından sonra yeni Cumhuriyetin ilk pullarini banknotlarını tasarlamış. St Vitus Katedrali’nin vitraylarina da imzasini atmıştır. Şehirde posterlerinin sergilendiği bir de mucha müzesi var. Ama kendi orijinal eserlerinden çok onun tarzında onun etkisiyle yapılmış daha ‘commercial’ işler görmek mümkün :)
Prag sokak sanatları
Prag şehir merkezinden pek çıkmadım ve şehir merkezi o kadar eski ki binaların üzerine street art olmaz. Bu yüzden Berlin gibi Londra gibi bir street art yoğunluğuna rastlamadım. Ancak bazı noktalarda çok soyut, çok naif çalışmalar çıktı karşıma. Sizle paylaşmadan edemedim :)
YORUMLAR
Şu an hiç yorum yok.