Şili – cizenbayan https://www.cizenbayan.com müzik, seyahat, lifestyle, yoga, festivaller, keşifler Thu, 14 Mar 2019 15:54:27 +0000 tr-TR hourly 1 https://wordpress.org/?v=4.6.14 Yeme-içme hayatıyla Santiago [bone magazine] https://www.cizenbayan.com/santiago-yeme-icme/ https://www.cizenbayan.com/santiago-yeme-icme/#respond Mon, 04 Jan 2016 20:29:37 +0000 http://www.cizenbayan.com/?p=7441

Mart 2015’de Bone Magazine‘de yayımlanan Yeme-içme hayatıyla Güney Amerika’nın en renkli ülkelerinden Şili’nin başkenti Santiago yazım:

Biz soğuk kış mevsimini yaşarken sıcak yaz günlerinde, herkesin şehirden kaçmasıyla en sakin zamanlarını yaşıyor Santiago. Mart ayında, bir aylık uzun tatilden sonra ise bir ‘şehre dönüş’ heyecanı başlıyor. Neredeyse her evin bahçesinden, balkonundan gelen, asado kokuları bizi yanıltmıyor. Şehir manzarasının fonu olan And Dağları’nın arkasında gökyüzünü pembenin bin bir tonuna sokarak kaybolan güneşin batışıyla hafif bir sonbahar serinliğine kavuşan uzun akşamlarıyla Mart ve Nisan ayları; leziz et ve şarapların, avokadonun en iyisinin ve yardımsever sıcak kanlı insanların şehri Santiago’yu ziyaret etmek için yılın en güzel zamanlarından biri.

Kuzey’de Peru ve Bolivya’nın komşusu, ince uzun ülke Şili’nin Arjantin’le sınırı dünyanın en yüksek sıradağları olan And Dağları boyunca çizilmiş. Dünyanın geri kalanından ise Büyük Okyanus’a uzanan upuzun bir sahil şeridiyle ayrılıyor Şili. Aynı anda hem sörf cenneti sahillere, hem de dünyanın en kurak çöllerine ev sahipliği yapan coğrafyası, Santiago ve Valparaiso’nun olduğu orta bölgelerinde kışın yüksek rakımı sebebiyle kış sporları bile yapabildiğiniz ılıman Akdeniz iklimi özellikleri gösterirken; ülkenin Antarktika’ya uzanan Güney kesimlerinde eşsiz güzellikte dağlar, göller ve Kuzey Avrupa’yı andıran coğrafik şekillerle ayrışıyor. Dünyanın iklim ve coğrafya bakımından en karma ülkelerinden biri olan Şili’de nereye giderseniz gidin Güney Amerika ve Akdeniz insanına has sıcakkanlılık, misafirperverlik ve yardımseverlikle karşılaşıyorsunuz.

santiago-yeme-icme-rehber-sili-guney-amerika

Coğrafyası dışında sosyo-ekonomik durumuyla da Güney Amerika’nın tamamından ayrı tutmak gerekiyor Şili’yi. Bölgenin ekonomik olarak en güçlü ülkesi. Bu hem Santiago şehir hayatına, hem de Peso kuruna yansıyor. Santiago’da gökdelenlerin olduğu ve Latin Amerika’nın en yüksek binasına da ev sahipliği yapan Manhattan’ı aratmayacak siluetiyle Sanhatten adlı finansal merkez ufuktaki tepesi her daim karlı And Dağları’na kafa tutuyor. Mercado Central, Plaza de Armas meydanının yer aldığı merkez Santiago bölgesinde Şili’ye has lezzetleri tatmak ve daha ‘Latin’ bir hayata şahit olmak mümkün. Şehrin ticari ve kültürel merkezi Providencia, zengin mahalleleri Las Condes ve Vitacura ve daha bohem bir hayata ev sahipliği yapan Nunoa semtleri; Cerro denen ve muhteşem manzaralar sunan tepeleri, şehrin içinde tatil havası yaratan parkları ve günden güne artan şehir içi bisiklet yollarıyla Santiago Latin dokunuşlu, samimi ve Avrupai bir hayat sunuyor.

Güney Amerika’nın en pahalı şehri olmasına rağmen Santiago’da et ve şarap fiyatları oldukça uygun. Hele kalitesine oranla ödediğiniz parayı düşününce ‘‘Santiago’ya sadece et yiyip şarap içmek için bile gidilebilir’’ gibi bir fikre kapılıyor insan. Restoranlarda yiyemeyeceğiniz etleri arkadaş evlerinde, bahçe partilerinde, asado’larda yemek mümkün. Asado, kelime anlamı olarak ‘ızgara edilmiş’ demek; Ama bu şekilde tercüme edersek koca bir kültüre haksızlık etmiş oluruz. Asado aslında Şilililerin et ve sosyalleşme odaklı barbekü kültürüne verilen ad. Bütün gece ya da akşamüstü bol muhabbet eşliğinde devam eden kalabalık asado buluşmalarında en pratik, ekonomik ve dolayısıyla popüler lezzet bizim sucuk ekmeğimize benzeyen choripan oluyor. Bir diğer popüler sunumsa bütün halinde barbeküde yavaş yavaş pişen ve içi pembe kalan et. Ahşap üzerinde kesilip küçük parçalar halinde servis edilip genellikle elle yeniyor.

İleri seviye İspanyolca biliyor olmanız Şilililerle rahatlıkla anlaşabileceğiniz anlamına gelmediği gibi Santiago’da bir restoranda yemek siparişi verirken bocalamayacağınızı da garantilemiyor. Gerek muhabbet ederken gerekse yemek siparişi verirken Şili’ye has jargonları öğrenmek şart.

Sabah kahvaltıyı kelimenin tam anlamıyla geçiştiren Şilililer, öğlenleri bol bol sandviç yiyor. İçindeki etin cinsine göre, lomito, churrasco, ave, pavo diye adlandırılan bu dev boyuttaki sandviçlerin ‘sıfatlandırma’sı ise içindeki malzemeye göre yapılıyor. En popüler seçenek olan avokado, mayonez ve domatesli sandviç yeşil, beyaz, kırmızı renklerinden ötürü Italiano diye anılıyor.

santiago-guney-amerika-rehber-bone-magazine-1

Geleneksel

Domino La Fuente de Soda

Av. Pedro de Valdivia, 28

Domino şehrin pek çok yerinde yer alan bir büfe zinciri, ancak yüzde yüz Şilili. Sandviçlerinde yanında taze sıkma meyve suları sunuyor. Santiago’ya gidince içinde döner gibi kesilmiş dana
eti, domates, mayonez ve avokado ezmesi bulunan bir churrasco italiano yemeniz şart. Yalnız Şilililerin genel olarak porsiyonlar konusunda elleri bol ve bir de mayonezi yarın yokmuş gibi tükettikleri gerçeğini unutmamanızda fayda var.

Lomit’s

Avenida Providencia, 1980

“Ben sandviçimi daha geleneksel bir ortamda ve zincir olmayan bir restoranda yemek istiyorum” diyenler Providencia’nın en köklü restoranlarından Lomit’s’in menüsüne göz atmalı. Burada sandviçinizin ekmeğini, malzemesini seçebileceğiniz gibi Fileto a lo Pobre gibi geleneksel lezzetlerin de tadına bakabilirsiniz. Kırmızı ekoseli masa örtüleriyle samimi bir ortam sunan Lomit’s’de, çevrede iş yerleri yoğunlukta olduğu için hafta içi öğle saatlerinde yer bulmak zor olabilir

Bar Liguria

Avenida Providencia, 1373

Pedro de Valdivia’da yer alan ve rezervasyon gerektiren bistrosunda geleneksel Şili mutfağını şık bir sunumla servis eden Liguria’nın Avenida Providencia’da yer alan ikonik bar ortamı bistrosunu geride bırakıyor. Her daim kalabalık olsa da iyi servis veren, iyi kokteylleri ve iyi müziği bir arada bulacağınız kendine has orijinal dekorasyonuyla tipik Şilili ve ruhu olan bir mekana gitmek isterseniz Bar Liguria’yı es geçmeyin.

Ciudad Vieja

Constitucion, 92

Santiago’nun turistik bölgelerinden Bellavista’da yer alan geleneksel ve köklü bir restoran Ciudad Vieja. Şili ve Peru arasında ‘bizim pisco’muz daha iyi’ tartışmalarına sebep olan geleneksel içki pisco ile yapılan kokteyl Pisco sour ve klasik bir Şili sandviçi için mutlaka uğranması gereken bir adres. Hem yemekleri hem mimarisi ile gerçek bir Güney Amerika deneyimi vadediyor. Biraz beklemeyi göze alırsanız üst katta köşede yer alan iki masalık balkonda oturmanız önerilir.

Galindo

Dardignac, 98

Ciudad Vieja’nın karşı köşesinde machas a la parmesana, pastel de chochlo, lomo a lo pobre gibi Şili’ye has lezzetleri tadabileceğiniz Galindo’nun mimarisi de sunduğu lezzetler kadar geleneksel. Kalabalığa rağmen hızlı ve güleryüzlü servis de restoranın bir diğer artısı.

La Piojera

Aillavillu, 1030

Santiago’ya gelmişken mutlaka denemeniz gereken lezzetlerden biri de Terremoto. İspanyolca deprem anlamına gelen Terremoto, dünyanın en çok deprem olan ülkesinden, içtiğinizde deprem etkisi yaratacak bir içki. Patenti ise şehrin en kendine has ve geleneksel lokali La Piojera’ya ait. İsmini, işçi sınıfının takıldığı bu lokale getirildiğinde sinirlenerek “Y a esta piojera me han traído?” yani “Beni getire getire bu pireli yere mi getirdiniz?” diyen başkan Palma’nın hakaretinden almış. Yarısı yapış yapış tezgaha dökülen ananas dondurmalı içkinizi yağlı ve üzerine yumurta kırılmış yani a a lo pobre (fakir usulü) patates eşiğinde içmenizi tavsiye ederiz. Aksi takdirde ayağa kalktığınızda bu çok tatlı içki gerçekten de deprem etkisi yaratabilir.

santiago-sehir-rehberi-guney-amerika-cizenbayan

Dünya Mutfağı

La Burguesia

Santa Magdalena, 99, local 3

İspanyolca burjuvazi anlamına gelen La Burguesia Santiago’nun butik hamburgercilerinden. Amerikan kültürüne ait hamburgere Şili’nin iyi eti ve yöresel malzemeleriyle Latin Amerika dokunuşunu ekleyen, hamburgerin yanında çok da
iyi patates servis eden La Burguesia’nın bahçesi yaz akşamları oldukça keyifli. Kapalı mekanı küçük olduğundan rezervasyon yaptırmanızda fayda var.

The White Rabbit

Antonia Lopez de Bello, 0118

Santiago gece hayatının en hareketli bölgesi Barrio Bellavista’da yer alan The White Rabbit’e gitmeden rezervasyon yaptırmalısınız. Yemek sipariş etmeden önce The White Rabbit’in kendine has kokteyl menüsüne göz atın: İçinde Şili’ye özel bir deniz yosunu olan cochayuyo bulunan Sea Water mutlaka denenmeli. Menüde fish&chips, BBQ ribs, Steak Tartar, mac- n-cheese, crab cake, cheeseburger gibi Amerikan ağırlıklı dünya mutfağının yorumları yer alıyor. Sunumlar iştah açıcı ve yemeklerin lezzeti mekanın trendy atmosferinin altında kalmıyor. Üstelik pazar günleri brunch’ta da iddialılar. O zaman bu beyaz tavşanı takip edin.

De La Ostia

Orrego Luco, 65

De La Ostia, içeri adımınızı attığınız andan itibaren Barselona metro haritaları, FCB formalarıyla size kendinizi Barselona’da hissettiriyor. Zengin tapas menüsü, leziz sangria’sı ve en önemlisi harika ortamıyla De La Ostia iş çıkışların serin yaz akşamlarının vazgeçilmez mekanı.

Capperi!

Avenia Italia, 1463

Santiago’nun antikacıları, rengarenk eski tip evleri ve İtalyan tasarım mağazalarıyla ünlü semti Barrio Italia’daki semtin adına yakışır İtalyan restoranı Capperi’nin hem iç dekorasyonu hem de avlusu son derece keyifli. Servis ve ilgi de kayda değer.

Casaluz

Avenida Italia, 805

İspanyol mutfağı esintileri taşıyan menüsüyle Barrio Italia’da
yer alan Casaluz’un şık ve romantik atmosferinde harika bir et yiyeceğiniz garanti. İddialı etleri yanında balık ve marisco denen deniz ürünlerini de tadabileceğiniz Casaluz’un barı da oldukça cazip. Şehrin gözde restoranlarından olduğundan gitmeden rezervasyon yaptırmakta fayda var.

santiago-bone-magazine-cizenbayan-rehber-guney-amerika

Kafe

Cafe del Opera

Merced, 389

Santiago’nun tasarım butikleri ve galerileriyle ünlü semti Barrio Lastarria’da kahvaltısı, soğuk sandviç ve salataları, muffin ve kruvasanları, ama en çok da dondurmalarıyla ünlü, yüksek tavanlı ve şık bir kafe.

COFI

Av. Pedro de Valdivia, 180

Santiago’daki ‘iyi kurumsal kimlik çalışmalarından’ birine sahip çekici kafe COFI küçücük bir dükkan, ancak sağlıklı tatlıları ve iyi kahvesiyle öne çıkıyor.

Faustina

Andres Bello, 2177

Mapocho nehrine bakan Faustina, aydınlık ve ferah ortamı, freelancer’ları güldüren hızlı interneti, iyi kahvesi ve oldukça şık kurumsal kimliğiyle Santiago’nun gözde kahvecilerinden.

Tea Connection

Pedro de Valdivia, 129

Brezilya ve Arjantin’den sonra Şili’ye de sağlıklı yemek ve çay kültürünü getiren Tea Connection, yeşil ağırlıklı ferah ortamı, çayların, kokteyllerin sunumu ve hafif seçenekleriyle Santiago’nun gitmeye değer cafe’lerinden.

Wonderful Cafe

José Victorino Lastarria, 90

Hip semt Lastarria’nın hip ve Avrupai kafesi Wonderful’da sandviçler, meyve suları, kahveler, sohbet ve duvarlardaki grafik işler çok çok iyi.

]]>
https://www.cizenbayan.com/santiago-yeme-icme/feed/ 0
IQUIQUE https://www.cizenbayan.com/iquique/ https://www.cizenbayan.com/iquique/#respond Thu, 05 Jun 2014 22:26:38 +0000 http://www.cizenbayan.com/?p=2330 Çalışmak için gittiğim Santiago’da Şubat ayı (oranın Ağustos’u gibi oluyor) neredeyse tüm ofisler tatil oluyor. Ben de çok tanımak istediğim kıtayı biraz keşfe çıktım.

Santiago ince uzun Şili’nin tam ortasında yer alıyor. Ya Şili’nin Güney’ine yani Antarktika’ya doğru inecektim ya da Kuzey’ine çıkacak Peru ve Bolivya’yı tanıyacaktım. Patagonya, Puerto Varas, Valdivia gibi cennet köşelerini kapsayan Güney rotası tek başına gitmek için biraz daha zorlu olduğundan (muhteşem bir doğa var ancak çok fazla tesis yok ya da olanlar çok pahalı, ve genel olarak çok fazla trekking yapmak geceleri çadırda konaklamak gerekiyor, hava da oldukça soğuk) Kuzey’e çıkmaya karar verdim. Kuzey’de Machu Picchu, Salar de Uyuni, Atacama Çölü gibi harikalar beni bekliyordu. Daha sıcak bir iklim ve tek başına gitmesi daha kolay bir opsiyondu.

Ekran Resmi 2014-06-05 15.07.23

Böylece Santiago çıkışlı 1 aylık mini Güney Amerika turumun ilk durağı Şili’nin en kuzeyindeki şehirlerden biri olan Iquique oldu. Hemen gidip otobüs biletimi aldım. Şubat ortası herkesin seyahat ettiği sezon olduğu için fiyatlar oldukça yüksekti. 24 saat sürecek yol için TurBus firmasından aldığım bilete 47.000 Peso ödedim (Normal bir sezonda 30.000 civarıdır diye tahmin ediyorum) Erken alırsanız nispeten uygun uçak biletleri de var Santiago’dan ama hemen ertesi güne hatta o güne bilet almak, kafanın estiği yere gitmek, önceden plan yapmamak yani kısaca sırt çantalı esnek seyahat ruhu için otobüs daha uygun.

IMG_4139

Güney Amerika otobüslerinde mola olmuyor. İkram bazen oluyor bazen olmuyor bu yüzden bu tarz uzun yollarda yanınıza atıştıracak şeyler almanızda fayda var. Normalde Santiago – Iquique arası 24 saat sürüyormuş.  Ancak benim şansıma yolda 2 kez otobüs bozuldu.

İlk olarak Santiago’ya yakın bir yerde bozuldu, terminale geri döndük, biraz bekledik, 1-2 saat bu şekilde kaybettik. Daha sonra yeni otobüsle yola çıktık bu sefer iyice ilerledikten sonra tekrar bozuldu otobüs. Pisco Elqui yakınlarındaydık. Benle aynı otobüste olup Pisco’da inecek olan yolcuların hepsi aynı firmanın aynı yöne giden otobüslerine bindirildiler 2’şer 3’er. Saatlerce bekledik otoyol kenarında. Ki Şili’de böyle şeyler olmaz pek. TurBus’un da iyi bir firma olduğunu söylüyor bütün Şili’li arkadaşlarım. En sonunda 8-9 kişi kaldık en Kuzey’e giden. Yeni bir otobüs geldi ve yolumuza devam ettik.

IMG_3476

24 saat sürmesi gereken yol 32 saate çıktı. Yolda son kalan 8 kişi olarak son hayatta kalanlar psikolojisiyle birbirimize sahip çıktık (daha doğrusu tek yabancı ve yalnız insan ben olduğum için onlar bana sahip çıktılar). Dediğim gibi normalde mola verilmiyor ama biz kamyoncu lokali tarzı bir yerde durup yemek yedik (kimse yanına 32 saatlik atıştırmalık almadığından) Ben bir ara etrafa bakınırken otobüsteki insanların beni merak edip ‘Türk kız nerede’ dediklerini duydum. Acayip tatlı insanlar Şilililer :)

IMG_3502

Bitmek bilmeyen bir otobüs yolculuğu: Upuzun bir sahil şeridi boyunca uçsuz bucaksız çöllerden, kum tepelerinden, kaya ve uçurumlardan oluşan çok enteresan insana kendini filmde gibi hissettiren coğrafyalardan geçtik. Sanayi bölgeleri başladı sonra, çölün hemen bitiminde fabrikalar ve nihayet okyanusa açıldı yine yol. Saatler sonra telefon çekmeye başladı ve Şili’nin en büyük şehirlerinden Antofagasta‘ya vardık.

IMG_3528

Antofagasta’da otobüs terminalinde tekrar otobüs değiştirdik. 6 saat daha yol var. Yolda kahverengi inşaat atığı gibi kayalar, mavi yeşil ve beyaz köpüklü  okyanusla buluşuyor. Kıvrıla kıvrıla gittiğimiz yolun sol tarafı toprak rengi kayalar ve okyanus, sağ taraf ise dimdik dağlar. Nimita denen, Arjantin – Şili yolunda da yüzlercesini gördüğüm şu anıt mezarlardan var burada da. Hatta taş ve sopalarla yapılmış toplu mezarlar. Ürkütücü bir görüntü. Terkedilmiş evler. Sadece 3-5 çadır kurulu ufacık koylar, kayalar ve okyanus. Çok acayip bir coğrafya.

IMG_3492

Geçtiğimiz aylarda çok büyük iki depremin gerçekleştiği Iquique öncesi yolumuz üzerindeki ilk kasaba Tacopilla’da durdu otobüs, son kez burada da otobüsten inenler oldu. Okyanus keranerında müthiş bir lokasyonda dev bir fabrika, kayalarda renkli renkli şemsiyeler. Baya eski ve şirin bir kasaba aslında, Iquique’ye 4 saat kaldı. Dünyanın en uzun 2. ülkelesi Şili ve sahil şeridi, gerçekten git git bitmiyor. 32 saat sonra nihayet Iquique’ye vardım.

16 Şubat 2014: Iquique

Çıplak ayaklı surfer dude ve longboard girl’lerin sahil boyunca hünerlerini sergiledigi; yüzmeden ziyade sörfe el verişli upuzun ve dev dalgalı kumsalları, Prat Meydanı’na çıkan, eskiden ortasından tren/tramvay geçtiği için hala rayların durduğu, sağlı sollu vahşi batıdaki salloon’ları andıran tek katlı ahşap binaların dizildiği Baquedano yolu, balıkçıların yer aldığı merkez pazarı, taze meyve sebzeleri (Iquique mangosuyla ünlüymüş özellikle), Santiago’dakini dövecek sertlik ve lezzette Pisco Sour’u (burda misket limonu boyutunda ama sarı renkte limonlar var, burdaki Pisco Sour’un sırrı oymuş) ile karşıladı beni Iquique.

IMG_3711

Önden bir yere rezervasyon yaptırmamıştım. Sırtımda çantamla bütçeme ve zevkime uygun bir yer bulmak için hostellere gire çıka terminalden sahile kadar geldim. Bir sörf okuluna ait Uma Jai Hostel’in 6 kişilik odalarından birinde geceliği 8.000 Peso’ya bir ranza kaptıktan sonra yürüyerek 2 günde bitecek büyüklükteki şehri gezmeye başladım.

IMG_3724

Önüm okyanus arkam dağ, çöl ve kum tepeleri. Hava akşamları epey serinliyor. Iquique civarında yapılabilecek aktiviteler sörf, sandboard, paragliding ve yakınlardaki hayalet şehirleri, vaha ve kaplıcaları, görmek olduğunu söylüyorlar. Peru’ya gitmek için Şili’nin en kuzeyindeki şehir olan bir başka sörf kenti Arica’ya geçmeden önce 1.5 günüm var.

IMG_3713

Sabah varmam gerekirken akşamüstü buradayım. Hava plaj için fazla serinlemiş durumda. Sandsurf, paragliding gibi aktiviteleri de önceden ayarlamak gerekiyor. En iyi opsiyon çıkıp minik şehri gezmek. Küçücük bir şehir olduğundan bisikler kiralayıp da gezebilrsiniz Iquique’yi.

Akşama doğru Plaza Prat’ta gözüme güzel görünen Restaurant Rose‘de avokadoya doyacağım bir salata ve yanında da leziz ve sert bir Pisco Sour söyledim. Sırt çantasıyla seyahatimin ilk durağında ilk tek başıma akşam yemeğim. Yemeğimi bitirmeme yakın 2 gitarlı genç seyyar müzisyen gelip harika şeyler çalıp gittiler. Ben de yol yorgunluğuyla hostelin yolunu tuttum.

 IMG_3702

17 Şubat 2014: Çölün ortasında bir hayalet şehir Humberstone ve Pica Vaha’sı

Gece hostelin sahibi beni sörf yapmaya ikna etmeye çalışmıştı ama ben öyle birkaç kez denemek değil adamakıllı öğrenmek için en az 1-2 haftamı bu işe adamak isterim deyip reddettim. Sörf dersim yok ama sabah sörf tayfasıyla erken uyanıp hostelin terasında kızarımış ekmek, reçel ve kahveden oluşan minimal bir kahvaltı ettim. Bu sefer gitmediğim tarafa yürüdüm. Hostele çok yakın çok şirin bir cafe olan Nomadesert‘ta biraz kahve ve internet keyfi yaptım.

IMG_4001

Daha sonra efsane uzun otobüs yolculuğunda tanıştığım ‘buralı’ arkadaşım Felipe ile Plaza Brasil yakınlarında buluştum. Şehrin en leziz dondurmacısı Helados Pingüino’da dondurma yedikten sonra Humberstone’a, oradan da Pica Vahası’na gitmemi önerdi.

Iquique’nin doğusunda, yani okyanustan dağlar tarafına doğru, hemen 15 dakika içinde Atacama çölü başlıyor. Burada yarım veya 1 günde kısa turlarla gidilip gezilebilecek pek çok enteresan mekan var. Felipe önce şehir merkezindeki minibüslerle gitmemi önerdi bana. Daha sonra ben de babaanneme gideceğim yolumun üzerinde diyerek arabasıyla bıraktı beni Humberstone’a (Hakikaten çok cici bu Şilililer)

IMG_3944

Iquique’ye 1 saat uzaklıktaki eski tuz fabrikasi ve etrafına kurulmuş küçük şehir Humberstone, 19. yy sonlarından, nitratın daha ucuz yöntemlerle üretilebilip bu rafinerinin artık kar ettirmediği için işlevini yitirdiği 1960 yılına kadar faaliyet göstermiş, sonra da terkedilmiş. Bir zamanların canlı ekonomisi, fabrikanın etrafına kurulu işçi ve yakınlarını barındıran ve içinde her şey olan bu minyatür kentte Bolivya, Peru ve Şilili işçiler çölün ortasında, çok zor şartlarda birlik ve beraberlik içinde çalışmışlar. Ekonomik şartlar sebebiyle fabrikanın kapanmasının ardından işçiler de kenti terketmiş ve Humberstone bugünkü ‘hayalet kent’ halini almış. Endüstriyel alan dışında vahşi batıyı andıran tek katlı ahşap yapıları, okul, hastane, havuz, kilise, tiyatro  gibi kamusal alanları ve lojmanlari olan Humberstone 2005 yılından beri de UNESCO Dünya Mirası ve Koruma listesinde.

Çölün ortasındaki bu terkedilmiş hayalet şehir Oficina Salitrera Humberstone şu an bir açık hava müzesi. Her şey paslı ve toz toprak içinde ama evlerin ve mekanların içlerinde bir zamanlar burada yaşanmış hayatı temsil eden öğeler var ve kesinlikle görülmeye değer.

IMG_3789

Humberstone’dan çıkıp yoldan durdurabileceğiniz minibüslerle aynı yöne devam ederek görülebilecek bir diğer çöl enteresanlığı da Pica Vahası. Çölün ortasında yemyeşil ağaçlar olması gerçekten acayip geliyor insana. Bu minik “kasabanın” bir vaha olması dışında belki de tek atraksiyonu termal bir gölet olan Termas Resbaladero Cocha. Minibüsle önüne kadar gelebiliyorsunuz.

IMG_3854

Buradan Pica meydanına (Plaza de Pica) inen yokuş boyunca yürürken yol üzerinde Latin Amerika tarzı tek katlı rengarenk taş evler var, ana caddeye bakanların çoğu restoran, cafe gibi yerler. Taptaze meyve suyu içebilir, empanada yiyebilirsiniz. Termal gölete yakın kurulan tezgahlardan taze meyve sebze, Şili ve Peru’ya özel ufak atıştırmalar ve hediyelik eşyalar alabilirsiniz. Iquique’ye son otobüs 7 buçukta kalkıyormuş, gece burada konaklamak istemiyorsanız aklınızda bulundurmanızda fayda var. Otobüse binebilmek için Pica meydanından bilet almanız lazım. Ben son yeri kaptım, erken davranıp yerinizi garantileyin.

Vaha dönüşü çölden bu sefer okyanusa açılırken inanılmaz güzellikte bir gun batımı ile karşıladı Kuzey Şili’nin sörf cenneti beni. Akşam hostel yakınlarında Sunset Sushi Fusion‘da sushi yedim ve ertesi sabah erken saatteki otobüsüm sebebiyle erkenden uyudum.

IMG_3956

Iquique’de yapılabilecekler bunlarla sınırlı değil. Inca yolu, Atacama devi, Mamiña termalleri gibi günübirlik katılabileceğiniz pek çok tur seçeneği şehir merkezinde Baquedona Caddesi üzerindeki acentalar tarafından hizmete sunuluyor. He bu arada buralara illa turla gitmek gerekmiyor. Benim gibi minibüsle de gidebilirsiniz. Tarihini de kitaplardan veya internetten okursunuz. Fiyat olarak epey kardasınız ama eğer İspanyolca bilmiyorsanız toplu taşıma araçlarında zorluk çekebilirsiniz. Güney Amerika’da özellikle küçük yerlerde pek İngilizce konuşulmuyor.

IMG_4065

Ben iquique’de 1.5 gün geçirdim. Tanıştığım herkes yine çok yardımsever ve sıcaktı. Burada daha uzun kalıp sörf öğrenmek, sandboard ve paragliding yapmak isterdim amma ve lakin biraz heyecanlıyım, ucu Machu Picchu’ya uzanan bir yola çıktım çünkü. Şimdiki hedef Peru.

18 Şubat 2014 : Iquique > Arica > Tacna > Arequpia

Iquique’den sonraki hedefim Peru’nun şirin kolonyal kenti Arequipa. Iquique’den Peru’ya gitmenin en kolay yolu Şili’nin en kuzeyindeki şehir Arica’ya gidip oradan minibüs ile Tacna’ya geçmek. Iquique’den Arica’ya yine Turbus’dan bilet aldım ve 7.000 Peso ödedim. Yol 4 saat sürdü. Sonra otobüste 2 kızla tanıştım ve Arica’dan itibaren beraber hareket ettik.

Şehirlerarası terminalden uluslararası terminale geçtik. Arica’dan Peru’ya gitmek için en hesaplı yol önce Tacna’ya gitmek. Sonra gideceğiniz yere bileti Peru’dan almak daha ucuz çünkü. Sınırı geçmek yarım saat işlemlerle birlikte 1 saat sürüyor. Minibüse biniyor belgeleri dolduruyor sınırda minibüsten inip pasaportunuz ve belgelerle şahsi olarak memurun karşısına çıkıp sınırdan geçip tekrar aynı minibüsle terminale geliyorsunuz. Flores firmasının minibüsüne bindik,  500 Peso terminal çıkış harcı gibi birşey sınırı geçmek için de 2.000 Peso ödedik.

 IMG_4040

Sınırı geçip Tacna’ya varınca Peru-Şili arasındaki ekonomik fark anlaşılıyor hemen. Saatleri 2 saat, takvimi de bir yüzyıl geriye aldık sanki. Bir de Şili Peso’larını Peru Sol’üne çevirmek gerekiyor. İlk otobüsle Arequipa’ya gitmek istediğim için hemen terminalin içinde çok da hesaplı olmayan bir kurdan değiştirdim parayı. 20.000 Peso’ya 1000 Sol aldım.

IMG_4130

Buradan da bir sonraki hedefim olan Arequipa’ya 20 Sol’e bilet, 10 Sol’e de atıştırmalık birşeyler aldım. Bu arada bileti alırken kadın pasaportumu aldı, pasaportun ilk sayfasını değil de Fransız vizelerimden birini açtı ve ilk gördüğü en büyük iki kelimeyi (Fransızca Schengen devletleri anlamına gelen Etats Schengen) adım soyadım sanarak bana bu şekilde bilet kesti. Sinirim bozuldu güldüm biraz.

IMG_4058

Hemen yarım saat içinde berbat bir otobüsle aşağı yukarı 6 saat sürecek yola çıktım (Ya otobüs bileti çok ucuz ya da yemekler kazık bilemedim) Peru’da bindiğim bu ilk otobüste kendimi ilk defa gerçek anlamda Güney Amerika’da hissettim. Güzel manzaralar ve dev bir yorgunluk içinde ispanyolca dublajlı aşırı komik bir uzak doğu filmi izlerken uyuya kaldım.

IMG_4109

Dipnot 1: Arica’ya vardığımda bu yolculuk için aldığım trekking montumu hostelde unuttuğumu farkettim. Hostelde tanıştığım oda arkadaşıma whatsapp’tan yazıp orada olup olmadığını sordum. Bana Santiago’da yemek yaparsan sana montunu getiririm dedi. Valla çok cici bu Şilililer. Sonra getirdi de.

Dipnot 2: Arica’da şehirlerarası terminalde tiksinerek mecburiyetten girdiğim bir tuvalete cebimden telefonumu düşürdüm. Oralarda bir başıma telefonsuz kalma korkusuyla hemen elimi sokup telefonu aldım, bozulmadığı için o kadar minnettar oldum ki üzülmedim bile.  Psikolojim bozuldu biraz o ayri elimi ampute mi etsem asit döküpp yaksam mi bilemedim. Onlarca kez yıkamama dezenfekte etmeme raağmen bi müddet gönül rahatlığıyla yemek bile yiyemedim.

Tek başına böyle bir seyahate çıkıyorsanız en önemli şeylerden biri de bu tarz ufak aksilikleri önceden kabullenmek, başınıza geldiğinde de hemen mod düşürmemek. Her şeye iyi yönünden bakmak, her neye inanıyorsanız ona şükretmek lazım. Telefon tamamen bozulabilirdi de!

Dipnot 3: Geçtiğimiz aylarda Şili’de çok büyük iki deprem olmuştu, 8 üzeri. O depremler Iquique’de gerçekleşmişti. Ben gittiğimde henüz deprem olmamıştı ama sahil şeridi boyunca deprem ve tsunami acil boşaltma yolları vardı. Şili depreme çok hazırlıklı depremle yaşamayı öğrenmiş bir ülke. Beni Humberstone’a bırakan Iquique’li arkadaşımla hala konuşuyoruz ve bana Iquique’de hayatın artık normale döndüğü bilgisini de verdi.

Bir sonraki durak Arequipa’da görüşmek üzere!

]]>
https://www.cizenbayan.com/iquique/feed/ 0
ŞİLİ’YE AŞIK OLMAK için 26 ÇOK GEÇERLİ SEBEP https://www.cizenbayan.com/siliye-asik-olmak-icin-26-cok-gecerli-sebep/ https://www.cizenbayan.com/siliye-asik-olmak-icin-26-cok-gecerli-sebep/#respond Mon, 21 Apr 2014 23:01:27 +0000 http://www.cizenbayan.com/?p=2363 Güney Amerika’nın en batısında, Pasifik Okyanusu ile And Dağları arasında güneyden kuzeye, buzullardan çöllere uzanan, ince uzun, yalnız ve güzel ülke Şili… Arjantinliler Andlar’ı şöyle bir itse kendisini okyanusta bulacak. Şili’ye aşık olunur burada ömür geçirilir. İşte yüzlerce sebepten yalnızca 26 tanesi…

Dünyanın en güzel şaraplarını çok ucuza içebilirsiniz

Şili ekonomisi olduğu için genel olarak pahalı bir ülke ama su yerine şarap alabileceğiniz kadar uygun fiyatlı şarapların kalitesi çok ama çok iyi.

Avokadoya doyacaksınız

Şili’de sipariş edeceğiniz neredeyse her yemek BOLCA avokadoyla (palta) geliyor. Avokado çok faydalı ve lezzetli bir besin. Şili avokadosu dünyanın en iyisi. Kremamsı bir dokusu var.

Genel olarak, doyacaksınız

Porsiyonlar çok büyük! Şilililer paralarının karşılığını alıyorlar.

Sosisli, hamburger ve sandviçte İtaliano

İnanılmaz bir sosisli, sandviç ve hamburger kültürü var, çeşit çeşit. İtaliano seçeneğini seçtiğinizde sosisliniz İtalyan bayrağı renklerinde avokado, mayonez (abartı miktarda mayonez) ve domates ile geliyor ve normal bir sosisliden çoook daha lezzetli.

Beni Pisco yağmurlarında yıkasınlar

Şili’de gerçekten de en çok tüketilen içki olan Pisco’yu Piscola (Pisco ve Coca-Cola) Piscola Blaco (Pisco Sprite veya Ginger Ale gibi beyaz bir içecek) veya Piscosour (Limon suyu, şurup, yumurta akı ve buz ile hazırlanan kokteyl) olarak içip hastası olmak garanti.

Terremoto içtim sallandım!

Santiago’da La Piajora adlı lokalde keşfedildiği söylenen gizli tarifli alkolik içki Terremoto İspanyolca deprem demek. Kana öyle bir karışıyor ki yer yerinden oynuyor, adeta deprem oluyor.

Gerçek depremler de oluyor ama binalar yıkılmıyor

Şili dünyanın en çok deprem olan ülkesi ama Türkiye’nin aksine depremle yaşamayı gerçekten biliyorlar. Binalar 8.0 şiddetindeki depremlere bile dayanıyor. En büyük depremlerde bile can kaybı yaşanmıyor.

Şilililer çok güleryüzlü ve yardımsever

Bir millet hakkında genelleme yapmak ne kadar doğru bilemem ama Şilililer konusunda hiç yanılmadım. Bir derdiniz var ve bir Şilili’den yardım istediyseniz halloldu bilin. Şilili bir arkadaşınız varsa sırtınız yere gelmez. O çok misafirperver, eğlenmeyi bilen, iyi kalpli ve sizi hiç yalnız bırakmayacak bir arkadaştır. En güzel muhabbetleri de Pisco veya Şarap içerken onla edeceksinizdir.

Chileno gerçeği

Anadili İspanyolca olanların bile bazen anlamakta güçlük çektikleri Şili İspanyolcası biraz hızlı ama aslında oldukça basit ve 3-4 ay sonra araya sadece Şili’de kullanılan tabirler sıkıştırarak konuşmaya başlayınca kendinizi çok iyi hissediyorsunuz. Şilililer yardımsever olduğundan sabırla size öğretiyorlar, onların 10’da 1’i hızında konuştuğunuzda sizi dinliyorlar. Şili’de İspanyolca konuşabilirseniz dünyanın heryerinde İspanyolca konuşabilirsiniz. Cachai weon?

İşe bisikletle gitme keyfi

Santiago son 3-4 yılda dünyanın en bisiklet canlısı şehirlerinden biri haline geldi. Henüz çok fazla olmasa da şehrin en önemli hatlarını kapsayan güvenli bisiklet yolları ulaşımın en ekonomik, keyifli ve sağlıklı yöntemini Santiagolulara sağlıyor. Üstelik Şilililer kurallara çok saygılı.

Okyanustan babam çıksa?

Pasifik Okyanusu’nun soğuk akıntıları ve Şili’nin güneyden kuzeye uzanan geniş iklim yelpazesi sayesinde Şili’de çok etli taptaze leziz balıklar ve marisco (deniz canlıları) yemek mümkün.

Şililiyim, doğruyum, çalışkanım

Ne darbeler atlattılar ama Güney Amerika’nın ününün aksine insan hakları, özgürlük gibi kavramlar Şili’de giderek gelişiyor.

Ekstrem spor Şili’den sorulur

Şili coğrafyası, Santiago’ya 45 dakika mesafedeki dağlarda snowboard, okyanustaki dev dalgalarda Surf, kum tepeleri duna’larda Sandboard, Andlar’da tırmanış gibi imkanlar sunuyor

Tüm ülke için tek iftar vakti

Ünlü karikatürü hepiniz bilirsiniz. Kafa karışıklıklarına son. Günel tüm ülkede aynı anda batıyor. İstesen dünyanın en uzun iftar sofrasını da kurarsın.

Tatlı krizine tokat gibi cevap

Şilinin tumblr kızları nutella yemiyor. Çünkü burada Manjar var.

Santiago

Mükemmel pembe günbatımları, rengarenk duvar resimleriyle dolu sokakları, hareketli gece hayatı, hızlı ve tertemiz metro ağı, akılcı şehircilik çözümleri, bisiklet yolları, parkları, tepeleri, birbirinden şık cafe ve restoranları ile Santiago yaz kış yaşamak için harika bir şehir

Şiirde dünya lideri

Şili’nin Pablo Neruda’nın memleketi olduğu gerçeği var.

Müzikte dünya lideri

Dahi Dj ve prodüktör Nicolas Jaar da Şili çocuğu.

Sporda dünya lideri

Şili fútbol takımı dünya kupasında yer alıyor. Ve evet doğru bildiniz, Barselona FC oyuncusu Alexis Sanchez de Şilili.

Asado

Mangalın daha iyisi. Arjantin’den, Brezilya’dan gelen inanılmaz güzel etler tek parça halinde pişirilip daha sonra kesilip elle yeniyor. Sosyal toplaşma bahanesi. Leziz.

Kişi başına düşen milli gelir

Herkes zengin. Türkiyeye gelseler bizi satın alırlar. Para var huzur var.

Rapa Nui

Dünyaca ünlü Moai taş heykelleri Paskalya Adası dolayısıyla Şili sınırları dahilinde

Torres del Paine

Şili’nin Güney’indeki muhteşem doğa. Henüz gidemedim ama önümüzdeki kış (burada yaz oluyor) mutlaka!

Atacama Çölü

Dünyanın en kurak çöllerinden Atacama Şili’nin kuzeyinde yer alıyor. Ay Vadisi gerçekten de aydaymışsınız gibi hissettirirken yıldızları izlemek için en elverişli ortamlardan biri olduğundan dünyanın en büyük gözlem evi de burada yer alıyor.

Lollapalooza

Chicago çıkışlı dev müzik festlivali Lollapalooza 2011 yılından beri Şili’nin başkenti Santiagoda’da düzenleniyor ve dünyanın en ünlü gruplarına ev sahipliği yapıyor.

Mimar Bonusu:

Archdaily’nin Santiago Bellavista’da bir ofisten dünyaya yayın yaptığını biliyor muydunuz?

]]>
https://www.cizenbayan.com/siliye-asik-olmak-icin-26-cok-gecerli-sebep/feed/ 0