
Juice Cleanse’i ilk kez bir arkadaşımdan duydum. Akşam beraber konsere gidecektik. Önden bizim evde buluştuk. Hemen dolaba 2 tane şişe koydurdu Nisa. Bunlar ne dedim, akşam yemeğim dedi. Detoks yapıyormuş. Şehirde yaşayan ve şehrin yıpratıcı etkilerinin farkında olan herkesin ‘to do’ ya da ‘wish list’indeki detoks kelimesini duyunca radarlarım açılıyor. Neymiş diyorum. Juico diyor. Eğer sizin de radarlarınız açıldıysa, bu yazıda juice cleanse’in ne olduğunu, Juico markasını yaratan Deniz ve Sedef’in hikayesini ve benim ilk juice cleanse deneyimimi, esnasında ve sonrasında neler yaşadığımı okuyacaksınız. Hadi başlayalım!
Biri benim gibi Avusturya Liseli, biri Robert Kolejli, üniversite eğitimini yurt dışında almış, ciddi yıpratıcı işlerde de senelerce çalışmış 2 genç kadın var işin arkasında. Türkiye’de; kendi hayatlarında çok faydasını gördükleri, iyice içine girip, her şeyini öğrenip gerekli tüm sertifikalarını aldıkları bir juice cleanse markası yaratmak için işlerini bırakıp tam zamanlı bu projeye odaklanmışlar. Böyle doğmuş Juico. Türkiye’de, meyve ve sebze sularını cold press yöntemiyle hazırlayan tek cleanse markası.
Siteye girip sıkça sorulan soruları da okuduktan sonra akılda soru kalması mümkün değil zaten ama juice cleanse’i kendim denemeden önce bu iki ilham verici kadınla sohbet etmek hikayeyi onlardan dinlemek istiyorum. Beni kırmıyorlar. Juico’nun, juice cleanse’in ne olduğunu, bu markayı nasıl ve neden kurduklarını, birebir onlardan dinliyorum.
Amerika’da geç saatlere kadar çalıştığı ve sağlıksız beslendiği yoğun iş hayatı sağlığını bozunca beslenme şeklini kökten değiştirmiş Sedef. İlk kez yaptığı 3 günlük bir juice cleanse’den sonra o kadar süper ve iyi hissetmiş ki düzenli olarak yapmaya başlamış. Hatta işin iyice derinine inerek Beslenme Danışmanlığı Sertifikası almış. 2013 yılında Türkiye’ye dönerek senelerce çalıştığı kurumsal hayatı bırakıp tüm enerjisini, kendi hayatını değiştiren ve geliştiren Juico markasına yöneltmeye hazır görümcesi Deniz ile birlikte ortak iş kurmuşlar. İkisinin de kurumsal hayatta edindikleri tecrübeleri birleşince fıstık gibi bir marka çıkmış ortaya!
İlk başlarda evin mutfağında küçük bir cold press makinasıyla yapıp eşe dosta hazırladıkları Juico’ların ünü kulaktan kulağa yayılmış. Talep artınca evin mutfağı Deniz ve Sedef’e yetmemeye başlamış. Önce bir arkadaşlarının catering şirketindeki mutfakta kendilerine bir tezgah kiralamışlar. Bir süre; güne pazara gidip ham maddeyi satın alıp mutfakta meyve suyu haline getirip şişeleyip, siparişleri arabanın bagajına atıp tek tek adreslere götürdükleri; kısacası supply chain’in bire bir her halkasında yer aldıkları bir tempoda çalıştıktan sonra tam anlamıyla ellerinde büyüttükleri Juico markasını bugüne getirmişler. Bu yüzden de heyecanları sonsuz ve yaptıkları işin her ince ayrıntısına yansıyor.
Bugün, Seyrantepe’de 11 kişilik Juico ekibi, üretim yerinde incelenip özenle seçilen taptaze meyve ve sebzeleri içinde sindirim sisteminin iyice dinlenmesi amacıyla hiç lif kalmayacak şekilde özel bir yöntemle sıktıktan sonra -şimdilik- İstanbul’un 6 bölgesine, kendini yenilemek isteyenlerin adreslerine servis yapıyorlar. Bir de Deniz ve Sedef kendilerine gelen tüm mailleri, mesajları, soruları yanıtlayıp, detoks boyunca yanınızda oluyorlar.
Bana da hiç sıkılmadan uzun uzun anlattıkları juice cleanse’i, neden detoks yapmamız gerektiğini, hayatımıza nasıl entegre edebileceğimizi ben de sizlere aktarmaya çalışayım.
Juice Cleanse nedir?
Amerika’da büyük şehirlerde doğmuş bir ihtiyaçmış aslında detoks. Düşününce; evet insan vücudunun kendi arınma mekanizması var ama şehir hayatı, hızla yediğimiz kötü gıdalar, hava kirliliği, stres bu mekanizmayı fazla yoruyor ve arada sırada böyle köklü temizliklere ihitiyaç duyuyoruz.
Juice cleanse; insan vücudunun ihtiyacı olan enzim, mineral ve vitaminleri yüksek oranda içeren; arındırma, yenileme gibi faydaları olan taptaze ve çiğ meyve ve sebzelerin cold press yöntemiyle meyve suyu haline getirilip, şişelenip; gün içinde hiçbir katı gıda almaksızın, ana ve ara öğünler yerine sadece bu meyve sularının içilmesi şeklinde yapılıyor. Katı gıdalar tüketmediğimiz bu sürede sindirim sistemi dinlenirken, vücut da toksinlerden arınmaya ve yeniden yapılanmaya odaklanıyor. Hamileler, çocuklar, kalp veya şeker rahatsızlığı olanlar ve meyve sularının içindeki herhangi bir şeye alerjisi olanlar dışında herkes yapabiliyor.
Juice cleanse’i sağlıksız diyetlerle ya da bilinçsizce kulaktan dolma bilgilerle yapılan radikal cleanse’lerle karıştırmamak lazım. Juico gün içinde tüketmeniz gereken cold press yöntemiyle sıkılmış çiğ meyve sebzeleri şişeleyip içmeniz gereken sıraya göre numaralandırarak evinize, iş yerinize teslim ediyor (ya da isterseniz siz de gidip teslim alabilirsiniz)
Hangi Juico programını kaç gün yapacağınıza siz karar veriyorsunuz. Düğünden önce 3 kilo vermem lazım diyerek yapan da varmış Juico’yu, yalnızca kendi kendine iyi bir şey yapmak için yapan da. 1 günlük de 3 günlük ya da daha uzun detoks yapabilirsiniz. Ben bütün gün bir şey yemeden duramam diyenler, juico’ları tekli satın alıp meyve suyu gibi de tüketebilirler. Tamamen size ve ihtiyacınıza kalmış.
Nasıl ki motivasyonlar değişkense etkileri de kişiden kişiye değişiyor detoksun haliyle. Ancak uyku düzenine, cilde iyi gelmesi, daha dinç ve hafiflemiş hissiyatı beklenebilecek etkiler arasında. Niyeti olanların zararlı alışkanlıklarını bırakmasında da etkisi büyükmüş. Örneğin sigara içen biri detoks yaptığında bu kadar gün içmedim yapabiliyorum diyip daha kolay bırakabiliyormuş. Yine yeme alışkanlıklarını düzenlemenize faydası oluyor. Hem o hafifleme hissiyle hem de bu kadar gün dikkat ettim, zararlı şeyler yemeyeyim artık psikolojik eşiğiyle. Gelelim benim Juice Cleanse deneyimime.
Benim Juice Cleanse deneyimim
Yaz tatili dönüşü annem beni evde zeytinyağlı enginar ile karşılardı. Çok içmişsindir, karaciğerine faydalı diye 1 tencere enginarı bana yedirirdi. Hayatımda şimdiye kadar detoks namına yaptığım tek şey buydu.
Meyve sebze seven, karbonhidratı az tüketmeye çalışan, bolca salata yiyen, ara ara sapıtan, hele hele sporu bıraktığım ya da çok seyahat ettiğim zamanlar sağlıksız beslendiğim için kilo alıp yine düzenli hayata geçince ideal kiloma geri dönen bir yapım var. Ancak bir müddettir ‘insanlık’ olarak ne kadar sağlıksız ve yapay beslendiğimizi farkedip mümkün olduğunca doğal beslenmeye, işlenmiş paketlenmiş gıdaları mümkün olduğunca tüketmemeye başladım. Kilo almayayım motivasyonuyla yapılan ‘dengeli’ beslenmektense, daha ‘sağlıklı’ ve samimi, gerçek bir dengeli beslenmeye evrildi yani durum. Vücuduma sağlıksız, yapay şeyler sokmamaya çalışıyorum.
Sigara kullanmıyorum, black out’lar olacak kadar içtiğim dev bir sarhoşluk deneyiminden sonra bir müddettir içkiye de mesafeliyim, yemeklerle 1 kadehten öteye gitmiyorum.
Beslenme şeklimi, alışkanlıklarımı da konuştuğumuz sohbetimizden sonra Deniz ve Sedef 3 günlük bir programın bana uygun olacağını söylüyorlar. Gerçi sipariş verdikten sonra, gece değil sabah uçtuğumu öğrendiğim bir Amsterdam seyahati sebebiyle 2.5 gün yapabiliyorum detoksu ama yine de o kadar faydasını görüyorum ki en kısa zamanda tekrar yapacağım.
Yağ, tuz, şeker, beyaz un, kırmızı et gibi besinlerden ve işlenmiş gıdalardan uzak durduğum hazırlık evresinden sonra ilk detoksuma hazırım.
İstediğiniz gün kadar Juico’yu bir kerede sipariş ediyorsunuz. Juico’lar dolapta 3 gün dayanıyor. Teslimat yaptıkları günlere göre teslim aldığınız şişenin dolapta 3 günden uzun kalmayacağı şekilde size 1 veya daha çok defa teslimat yapıyorlar. Öncesinde ve sonrasında neler yapmanız gerektiğini anlatan samimi bir mail alıyorsunuz. Siparişiniz gelince ilk yapmanız gereken şey hemen paketi açıp şişeleri dolaba yerleştirmek!
1. Gün: URBAN
Birinci gün Urban günü. Sırasıyla Yeşil, Tatlı Sarı, Yeşil, Pembe, Kırmızı, Beyaz içeceğim. (içinde karpuz, çilek olan pembe sadece yazın taze olduğu için urban artık siteden kalkmış durumda)
Güne önerildiği gibi bir bardak limonlu ılık su içerek başlıyorum.
Saat 9:30’da ilk tanıştığım Juico Yeşil oluyor. İçinde ıspanak, maydonoz, kara lahana, limon, salatalık var. Yemyeşil bır sıvı. Sanırım en faydalı Juico oluyor kendisi çünkü her programda bolca var. Tadı fena değil ama bütün şişeyi bitirmesi çok zor.
EDIT (28.10.2015): Bugün artık 3. detoksumu yapıyorum bir seneden sonra ve yeşili içmesi artık çok daha kolay :)
Yeşil bittikten sonra hafif bir baş ağrısı ve biraz halsizlik, yorgunluk hissetmeye başlıyorum. Ofisteyim. Baş ağrısı konusunda uyarılmıştım. Bol su içmek lazım. Ancak ben gün ortasına doğru acıkınca baş ağrısı yapacak sanıyordum. Daha ilk Juico’dan baş ağrısı demek bu iksir ciddi anlamda işe yarıyor demek. Çünkü dürüst olmak gerekirse bazen yoğunluktan öğlene kadar birşey yemediğim de oluyor. Bu başka bir şey yani. Açlıktan değil, vücudun bu ilk kez içtiği şeye verdiği tepki olmalı bu baş ağrısının sebebi! Bol su içerek baş ağrısından kurtuluyorum.
2 saat sonra saat 11:30’da Tatlı Sarı ile tanışıyoruz. İçinde ananas, elma, nane ve su var. Tadı nefis. Limonata gibi! Yeşil’den daha az yoğun olduğu için içmesi de kolay.
Öğlen Yoga’ya gidiyorum. Juice Cleanse yaparken ağır değil, Yoga, pilates, yürüyüş gibi nispeten hafif sporlar yapılmasında sakınca yok, hatta öneriliyor. (Eğer daha ağır sporlar yapıyorsanız günde 8 şişeden oluşan Active adlı daha çok kalori içeren bir programın mevcut olduğunu da belirteyim bu arada) Ben dynamic Vinyasa yoga yapıyorum bu arada ve bence öyle çok da hafif bir spor değil. Neyse, normale göre bu ders enerjim daha az. Kendimi çok zorlamadan yapmaya çalışıyorum. Sağlam bir şekilde yoruluyorum. Detoks sırasında terlemek iyi, toksinlerin vücuttan çıkması amaç ne de olsa! Mümkünse sauna, buhar banyosu falan öneriliyor.
Saat 2 civarı öğle yemeği niyetine ikinci Yeşil beni bekliyor. Yeşili içince feci uyku bastırıyor ve hatta üşümeye başlıyorum. Gözlerim bilgisayarda ama uyudum uyuyacağım. Zaten Deniz ve Sedef’le konuştuğumda en güzel detoks haftasonu evde bol bol dinlenerek yapılıyor demişlerdi. Bugün Cuma, yarını iple çekiyorum:)
Hiç katı bir şey yemememe rağmen normalden de fazla bir boşaltım söz konusu. Şaşkınım. E detoks bu, terleyerek, kusarak, belki sivilce çıkararak, nasıl atması gerekiyorsa atıyor vücut birikmiş toksinleri. Eğer verecek fazla kilonuz varsa, vücudunuz su tutuyorsa en az 1-2 kilo vermeniz garanti.
Saat 4 buçuk civarı yaza özel bir Juico olan Pembe var sırada. İyi ki detoksa hemen başlamışım. Çünkü bu yazıyı yazdığım sıralarda Pembe artık Juico web sitesinde yok. İçinde karpuz, çilek, zencefil ve limon olan pembeye, karpuz ve çileğin mevsimi geçince önümüzdeki yaza kadar veda etmişiz meğer. (Bugün yaptığım programın aynısı, ama içinde Pembe yerine Sarı olan başka bir program mevcut bu arada, benim de yarın yapacağım Balanced)
Bu arada Pazar günü akşam sandığım Amsterdam uçağımın sabah olduğunu öğreniyorum. 3. gün detoksumu yapmam neredeyse imkansız. Uçaklarda yanınıza alabileceğiniz sıvı kısıtlamalarını da düşününce 6 tane şişeyi bozulmadan Amsterdam’a götürmem mümkün değil. Mecbur 2 buçuk gün yapacağım!
Saat 19:30 civarı ben içinde pancar, havuç, elma, zencefil ve limon olan Kırmızı’yı içiyorum. Normale göre yorgunum, ama tatlı bir yorgunluk. Saat 9 buçuk civarı içtiğim, gece yatmadan en az iki saat önce içilmesi önerilen proteince zengin ve diğer juicolara göre daha ‘katı’ diyebileceğimiz leziz Beyaz’ın tadına da mideye verdiği rahatlama hissine de bayılıyorum. Vitaminler, enzimler vücutta işlerini yapıyorlar. Gün içinde toplam 1085 kalori aldım ve Yoga yaptım. Saat 12 olmadan gözlerimi kapayıp mışıl mışıl uyuyorum.
EDIT (28.10.2015): Ben bu yazıyı yayınladıktan sonra Juico Kanyon’da küçük bir mağaza açtı. Yoga çıkışlarında favori öğünüm haline geldi Beyaz. Detoks yapmasam da dersten sonra protein ihtiyacımı leziz ve sağlıklı bir şekilde karşılamamı sağladığı için tek şişe halinde tüketiyorum.
2. Gün: BALANCED
Cumartesi evde dinlenerek detoks keyfi :P Günlerden BALANCED yani Sırasıyla Yeşil, Tatlı Sarı, Yeşil, Sarı, Kırmızı ve Beyaz içeceğim. Tabii aralarda da bol bol su!
Bugün gerçekten ekstra enerjik uyanıyorum. Bu kadar hızlı bir efekt beklemiyordum. Dünün yorgunluğundan eser yok. Atom karınca gibiyim. Erkenden kalkıp evde yapmam gereken ne varsa bir çırpıda yapıyorum. Yeşili bir dikişte bitiriyorum falan. Hiç zorlanmadan (ama hala en az sevdiğim Juico)
Gün içinde acıkmıyorum kesinlikle. Vücudum hazırlık evresini doğru bir şekilde yaptığım için hızlıca bu yeni beslenme şekline uyum sağladı sanırım. 11 civarı bu sefer daha az zorlanarak Yoga yapıyorum. Çok enerjik ve hafif hissediyorum.
Ben yeni tanıştığım lezzetli Sarı ve 2. Yeşil’i de sorunsuz içiyorum. Cumartesi evde sabahtan akşama kadar dövme yaptırırken 2 saatte bir ara verip Juicolarımı içiyorum. Günün en çok beklenen Juico’su protein dolu Beyaz’ı içip, sabah Amsterdam’a gitmek üzere yatıp uyuyorum.
EDIT (28.10.2015): Ben Amterdam’a gideceğim diye içemeyeceğim juico’larla (dönünce içerik yok çünkü 3 gün içinde tüketmek gerekiyor) mini bir detoks yapmaya niyetlenen o zamanki erkek arkadaşım önceden hazırlık yapmadığı için epey kötü oluyor. Hem baş ağrısı hem mide bulantısı. Yani önden yapılan hazırlığın ne kadar önemli olduğunu ne kadar vurgulasam az.
3. Gün: Seferi olduğumdan Guru’dan normal beslenmeye geçiş
Sabah erkenden uyanıyorum. 2 tam gün detoksun ardından kahvaltı edesim katı bir şey yiyesim gelmiyor. Vücudum ciddi anlamda alışmış detoksa. 11 uçağıyla Amsterdam’a gideceğim. Detoksu devam ettiremem ama dolapta hala Juico’lar var. Canımın hiç çekmediği katı bir şeyler yemek yerine geçişi yumuşatmak amacıyla saat 8 civarı yeşilin yarısını içiyorum hiç zorlanmadan üstüne de sarının yarısını. Elime beyazı alıp havaalanına gidiyorum.
2 Saat sonra beyazı bitirip biniyorum uçağa. İlk katı yemeğimi uçakta yemem gerekecek (Şu aşağıda görmüş olduğunuz aslında gayet sağlıklı görünen tabak) Her şey aşırı yağlı geliyor, yağlı yiyemiyorum, midem almıyor. Biraz salata ve balık yiyebiliyorum.. Midemi çok zorlamıyorum.
Fakat halsizim. Belki de proteince beyazı gün ortasında içmek çok da iyi bir fikir değildi bilmiyorum. Amsterdam’a variyoruz. Otelde bir saat uyuduktan sonra dışarı çıkıyorum. Metronun orda kiosktan bir muz alıp şehre iniyorum. Metrodan indiğimde başım dönmeye kalbim hızlı hızlı atmaya başlıyor ve istifra ediyorum. Geçişi pek beceremedim anlaşılan. Web sitesinde yazdığı, siparişten sonra Deniz ve Sedef’in özenle kaleme aldığı detoks öncesinde, sırasında ve sonrasında yapılması gerekenlerde yazdığı gibi ilk gün sabah meyve öğlen salata falan hafif beslenmem gerekiyordu. Seferi şartlar fena, ne yapalım. Neyse ki afedersiniz kustuktan sonra rahatlayıp kendime geliyorum. Midem hassas ama ben incelmiş hafiflemiş hissediyorum. Keşke şu 3. günü de hakkını vererek sonrasında da güzel bir geçiş yapabilseydim diyorum. Olsun Juico ile tanıştım ve 1 kısacık günde bile vücuda etkilerini bizat görmüş oldum.
EDIT (28.10.2015): İlkindeki seferi maceramdan sonra hakkını vererek yaptığım ikinci detoksum tamamen sorunsuz geçti. Bugün 3.’sünü yaparken iple çektiğim kendime ayırdığım bir dönem oldu bu detokslar benim için.
Sonuç:
Herkes kendi hayat tarzına uygun sürede bir Juico programı seçmeli.
Vücudun detoks sırasında ve sonrasında gösterdiği tepkiler herkeste farklı şekilde oluyor.
Önden hazırlığınızı ne kadar iyi yaparsanız o kadar rahat geçiyor detoks. Detoksa başlamadan en az bir iki gün önce kırmızı et, beyaz un, yağ, tuz, şeker gibi gıdalara ara vermek gerekiyor.
Aynı şekilde detokstan çıkarken de yumuşak bir geçiş yapmak gerekiyor. Katı gıdaya ilk geçişte hafif yiyecekler tercih etmek mideye hemen çok yüklenmemek gerekiyor. İlk gün kahvaltıda meyve öğlen salata şeklinde beslenmek gerekiyor.
EDIT (28.10.2015): Juico bu geçiş günleri için JuicoFit adlı yeni bir ürün çıkarmış. Bir göz atın derim.
Juico’nun bendeki en güzel kazanımı vücuda sağlıksız şeyleri almayı midemin artık kaldırmaması oldu. Gerçekten içim temizlenmiş, arınmış gibi hissediyorum. Muhteşem bir detoks yapıp üstüne Amsterdam’a gitmek pek olmadı gerçi, Retoks yapıp geldim ama bu ilk tecrübe yine de yanıma kar bence. Juico mucizesiyle tanıştım ve en kısa zamanda detoksu hayatıma düzenli bir şekilde adapte edeceğim.
Sonuç olarak eğer vücudunuza bir mola vermek, bizi ayakta tutmak için çok direnen mekanizmaları dinlendirmek, yenilenmek isterseniz kendi hayat tarzınıza uygun bir Juico programıyla juice cleanse’le tanışmanızı tavsiye ediyorum. Hem de mevsim geçişi dönemleri detoksun tam sırası! İncelemek ve sipariş vermek için http://www.juico.com.tr/tr/
Deniz ve Sedef’e hem zaman ayırdıkları hem de bu muhteşem şeyle beni tanıştırdıkları için teşekkürü bir borç bilirim!
EDIT (28.10.2015): Juico’nun artık Kanyon’da bir mağazası var. Metro katında. Yoga çıkışlarında tekli Juico’lar alıyorum ben mesela vücudumun vitamin mineral protein ihtiyacını karşılamak için. Üstelik 500 değil 250ml’lik daha minik şişeler de var. Bir de normalde 3 günde tüketilmesi gerektiği ve mutlaka soğuk saklanması gerektiği için şehir dışına gönderim yapamayan Juico’nun imdadına Aradolu yetişmiş. Juico’larınızı Türkiye’nin her yerine dondurulmuş buz aküsüyle yolluyorlar.
Hayata ses kat!
Hayata ses kat!
Juice Cleanse’i ilk kez bir arkadaşımdan duydum. Akşam beraber konsere gidecektik. Önden bizim evde buluştuk. Hemen dolaba 2 tane şişe koydurdu Nisa. Bunlar ne dedim, akşam yemeğim dedi. Detoks yapıyormuş....

Güzel ve Çirkin
Güzel ve Çirkin
Juice Cleanse’i ilk kez bir arkadaşımdan duydum. Akşam beraber konsere gidecektik. Önden bizim evde buluştuk. Hemen dolaba 2 tane şişe koydurdu Nisa. Bunlar ne dedim, akşam yemeğim dedi. Detoks yapıyormuş....

YORUMLAR
Juico harici Coldpress Türkiye’yide tavsiye ederim.Coldpress’n beyazları yani milk ürünleri bir çok markadan daha şekersiz..Direk amaca yönelik. http://www.coldpress.com.tr