cizenbayan » aşk http://www.cizenbayan.com müzik, seyahat, lifestyle, festivaller, yeni keşifler Sat, 02 May 2015 09:44:13 +0000 tr-TR hourly 1 http://wordpress.org/?v=4.1.4 Tinder http://www.cizenbayan.com/sehir-hayati/tinder/ http://www.cizenbayan.com/sehir-hayati/tinder/#comments Mon, 24 Mar 2014 22:55:41 +0000 http://www.cizenbayan.com/?p=2321 “It Starts Here. Tinder is how people meet. It’s like real life, but better.” cümlesiyle yola çıkan, sizin de onay vermediğiniz kimsenin sizinle konuşmasına müsade vermeyen, birbirini beğenen profilleri buluşturan, çok basit ama dahiyane yeni nesil ve ‘desperate’ olmayan bir ‘dating’ uygulaması Tinder.

Şu an ismini vermek istemediğim bir seyircinin ‘kızım her gece başka çocukla yatıyorum harika bi app buldum’ diyerek öve öve bitiremediği bu uygulamayı merak edip indirip bir süre unutmuştum. Sonra geçen gün telefonda görüp app’i açıp bir profil oluşturup kurcalamaya başladım. Ve bu dahiyane fikir karşısında şapka çıkardım.

tinder-2

 

Yüzyılın icadı

Olayın mantığı şu:

Bir profil oluşturuyorsunuz (dilerseniz Facebook ile bağlanabilirsiniz)

En çekici göründüğünüz 5-6 fotoğraf (mümkünse sadece kendi fotoğrafınızı koyun, cheerleader effect oluşturacak 5-6 kızın bir arada olduğu fotoğraflar iyi güzel de hangisi sizsiniz?)

Kendi hakkınızda (bence çok uzun olmaması gereken) 2-3 cümle

Kızları / erkekleri ya da hem kızları hem erkekleri görmek istiyorum seçeneklerinden birini işaretliyorsunuz

Bir de app’in size sizden maksimum kaç km uzaklıktaki insanları göstereceğini ayarladıktan sonra hazırsınız

Sonra işin eğlenceli kısmı başlıyor!

tinder

Uygulama size seçtiğiniz mesafe içindeki uygun profilleri tek tek gösteriyor

Karşınıza ilk çıkan sayfada isim yaş ve bir adet fotoğraf var:

Fotoğrafı ilginizi hiç çekmediyse ya da atıyorum yaşı çok küçük ya da büyükse, şöyle işaret parmağınızla fotoğrafı ‘istemem yan cebime koy’ dercesine sola ittirerekten o kişiyi elemiş oluyorsunuz.

Diyelim ki fotoğraf ilginç. İki seçeneğiniz var:

tinder-photo-elite-dailt1

Direkt fotoğrafın sağ üstündeki küçük yeşil kalbe tıklayabilirsiniz

Ya da bu kişi sizde merak uyandırdıysa fotoğrafa tıklayıp bu kişinin profilini açabilirsiniz.

Profili açtığınızda (eğer varsa) muhtemel flörtünüzün daha çok fotoğrafı, kendi hakkında yazdığı yazı, Facebook’tan ortak arkadaşlarınız ve ortak ilgi alanlarınızla karşılaşacaksınız (ikinizin de ‘like’ ettiği sayfalar)

Profil sayfasına girdiğinizde aynı grubu ya da diziyi sevdiğinizi ya da aynı yazarı beğeniyor olduğunuzu keşfedebilir, kendi hakkında yazdığı yazıyı çok itici bulabilir, ya da ne bileyim ‘ilk fotoğrafı iyiydi de bu tuvalet aynasından çekilmiş selfie de ne diyerek’ profili eleyebilir ya da like edebilirsiniz.

Evet, fotoğraflar güzel, hımm ikiniz de Arctic Monkeys seviyormuşsunuz, üstelik 8km mesafede, basıverdiniz diyelim like’a, şimdi ne olacak?

3 seçenek var:

Karşınızdaki kişi sizin profilinizle henüz karşılaşmamış olabilir

Karşınızadaki kişi profilinizle karşılaşmış ancak ‘nope’ demiş olabilir

ya da….. (dırın dırın dırın!)

tinder-1800-1386265003

 

Sizin profiline bakarken o küçük yeşil kalbe tıkladığınız kişi de sizin profilinize bakarken küçük yeşik kalbe tıklamış olabilir!

It’s a match!

Uygulama sizin beğenmediğiniz kimsenin sizinle konuşmasına izin vermiyor. Eğer iki taraf da birbirini beğendiyse bir konuşma penceresi açılıyor:

Karşınızda fotoğraflarınıza, ortak ilgi alanlarınızıza ve kendi hakkınızda yazdığınız 2-3 cümleye bakarak size ilgi duyan birisi var ve heey kimi kandırıyorsunuz siz de aynı şekilde onun fotoğraflarına, ilgi alanlarına bakıp ‘hımm olabilir’ dediniz. Bundan sonrası tamamen size kalmış.

tinder-hook-up

Burası kastı şekerim diyerek whatsapp’a geçebilir, tinder’ın mesaj bölümünden mesajlaşabilir ya da hemen o akşam buluşabilirsiniz.

İster sanal arkadaş olabilir ister bu arkadaşlığınızı reel’e taşıyıp buluşup beraber birşeyler yapabilir, ister hemen o gece sevişip ertesi gün birbirinizi bir daha görmeyebilir ya da ‘seviyeli’ (ahahah bayılıyorum bu lafa) bir ilişkiye başlayabilirsiniz. Tinder ilk bakışta ilginizi çekecek insanlarla tanışmanızı kolaylaştırıyor. Sonrası tamamen size kalmış.

App çok popüler ve gerçekten umutsuz değil baya düzgün insanlar tarafından kullanılıyor (en azından şimdilik). Hatta konsepti ‘best tinder pick up lines’ olan twitter hesapları bile açılmış durumda.

Sonuç: tavsiye ediyorum :) Enjoy it while it still lasts!

Tinder’ı App store’dan indirmek için buraya, Andrid içinse buraya tıklayabilirsiniz.

]]>
http://www.cizenbayan.com/sehir-hayati/tinder/feed/ 0
Alternatif Düğünde Çalınacak 24 Indie Rock Aşk Şarkısı http://www.cizenbayan.com/anne-ben-groupie-oldum/ne-dinliyoruz/alternatif-dugunde-calinacak-24-indie-rock-ask-sarkisi/ http://www.cizenbayan.com/anne-ben-groupie-oldum/ne-dinliyoruz/alternatif-dugunde-calinacak-24-indie-rock-ask-sarkisi/#comments Mon, 03 Mar 2014 23:48:09 +0000 http://www.cizenbayan.com/?p=2354 Klasik romantik Türkçe pop şarkılarını sevmiyoruz ya da klişe aşk şarkıları bizi etkilemiyor diye düğünümüzde romantizm yaşayamayacak değiliz ya!

Buyrun alternatif bir düğünde çalınabilecek romantik indie rock aşk şarkıları. Aynı zamanda aşk acısı çeken sevgili hipsterlarımız da bu listenin hayrını görebilirler.

Love & Feeling


Chet Faker

My Mistakes Were Made For You


The Last Shadow Puppets

Feels Like We Only Go Backwards


Tame Impala

Spanish Sahara


Foals

Myth


Beach House

Intro


Alt-J

Something About Us


Daft Punk

Night Call


London Grammar

I Wanna Be Yours


Arctic Monkeys

Unknown


The Maccabees

Spain


Blonde Redhead

Flaws


Bombay Bicycle Club

Too Afraid To Love You


The Black Keys

Thirteen Thirtyfive


Dillon

Until We Bleed


Lykke Li feat Kleerup

Yet Again


Grizzly Bear

Wicked Games


The Weeknd

Young & Beautiful (Kulkid Remix)


Lana Del Rey

Majesty


Warpaint

You Had Me At Hello


Mystery Jets

Gatekeeper


Feist

I Want The World To Stop


Belle & Sebastian

Warm Water


Banks

Together


The xx

]]>
http://www.cizenbayan.com/anne-ben-groupie-oldum/ne-dinliyoruz/alternatif-dugunde-calinacak-24-indie-rock-ask-sarkisi/feed/ 0
Gerçekten De Yaşıyorum Dedirtecek 21 Heyecan Dolu Aktivite http://www.cizenbayan.com/sehir-hayati/gercekten-de-yasiyorum-dedirtecek-21-heyecan-dolu-aktivite/ http://www.cizenbayan.com/sehir-hayati/gercekten-de-yasiyorum-dedirtecek-21-heyecan-dolu-aktivite/#comments Mon, 17 Feb 2014 23:25:49 +0000 http://www.cizenbayan.com/?p=2336 Ölmeden önce fırsat bulup yapmak gereken bazı etkinlikleri sizler için listeledim. Bu heyecan dolu aktiviteleri yapıp da pişman olan henüz olmadı, siz de olmayacaksınız. Cizenbayan gururla sıralar:

Uçaktan paraşütle atlayın

4000 metre yükseklikten kollarını açıp boşluğa atlamak tarif edilemez bir duygu. Uçağın kapısından çıktıktan paraşüt açılana kadar geçen yaklaşık 45 saniyelik süre hayatınızın en eşsiz deneyimlerinden biri olabilir. Bir kere tandem atladıktan, yani zehri aldıktan sonra tek başına da atlamak isteyip paraşüt eğitimi almaya başlayanların sayısı hiç de az değil. Çok tehlikeli bir aktivite gibi görünse de aslında oldukça güvenliymiş. Tandem hocaları bungee jumping’e “Ay hayatta yapmam, delilik!” diyorlar mesela.

Bungee jumping yapın

bungee-jumping
Yükseklik korkusu insanın en içgüdüsel ve doğal korkularından biri. Bununla yüzleşmek, üstüne gitmek de hayatta yapılacak en heyecanlı şeylerden biri ise bungee jumping. Belli bir yükseklikten ayağında lastik bir iple atlamak, ip gerilene kadar serbest düşüp sonra da biraz sekmek, yere indikten sonra “YAŞIYORUUUUUM!” diye bağırmak hayatta deneyimlenmesi gereken hislerden.

Yalnız başınıza sırt çantasıyla seyahat edin

OLYMPUS DIGITAL CAMERA
Uzak ya da yakın, yurt içi, yurt dışı farketmez, tek başınıza keşfedin. Yolda insanlarla tanışmak, plan yapmadan spontane kararlar vererek yeni yerler tanımak, kafa dinlemek, düşünmek, kendine yetmeyi öğrenmek için hayatta en az bir kere mutlaka yapılmalı. Sadece size ait ne çok hikayeniz olacak bir düşünsenize.

Yalnız başınıza yemek yiyin, sinemaya, konsere gidin

sinemaya-yalniz-gidin
Kendinize yetmeyi öğrenin.

Tüple dalın veya şnorkelle yüzün

OLYMPUS DIGITAL CAMERA
Özellikle balık çeşitlerinin ve deniz canlılarının çok olduğu egzotik denizlerde dalmak, dalmasanız bile şnorkelle su altı dünyasının bir parçası olmak bu dünyanın dışındaymışsınız hissiyatı yaratıyor bünyede. Fosforlu balıklar, suyun içinde nefes alabildiğiniz için uyuyormuşsunuz hissiyatı, ışığın farklı kırılması sebebiyle oluşan illüzyon, algılayamadığınız mesafeler, sessizlik, sükunet…

Yabancı bir dili iyi bir şekilde öğrenin

yabanci-dil-bilin

İnsan kendi dilinde düşündüğünü yabancı dile çevirme evresini geçip başka bir dilde düşünerek iletişim kurmaya başladığında kendiyle ilgili farklı yanları keşfediyor. Bir dil bir insan diyen atalarımız haklı. İlber Hoca ise en haklı.

Geçici de olsa bir süre kimseyi tanımadığınız başka bir şehirde yaşayın

METRO_CROWD_IN_DELHI_14828f

Kendi rahat alanınızdan çıkıp tek başına hayat kurmak, yeniden başlamak, başarmak hissi insanın kendine güvenini getiren ilerde çıkacak zorluklar karşısında ‘kesseler acımaz’ dedirtecek bir tecrübe.

Snowboard, kayak, sandboard, wakeboard, su kayağı, sörf gibi bir spor yapın

snowboard-manzara
Dik bir pistin tepesinde çıkıp, muhteşem manzaralar ve board’un kar üzerinde çıkardığı o ses eşliğinde hızla aşağıya kaymak insana ‘işte yaşıyorum’ diye hissettiren aktivitelerden bir diğeri. Çölde sandboard, okyanusta sörf, denizde wakeboard ya da su kayağı da bu hissi yaşayabileceğiniz sporlar.

Kızak yapın

kizak-tahtasi

Sadece kızak için ayrılmış ve aydınlatılmış bir pistte gece, biraz da alkollüyken yapacağınız kızak sayesinde 1 yıl yetecek adrenalini bünyeye 1 gecede pompalayabilirsiniz. Gayet kaymaya gider gibi sımsıkı giyinin, gözlük, eldiven bere ile donanın ve düşüp kalkmaya uçmaya ve çok eğlenmeye hazır olun.

Balona binin

balonla-peri-bacalari-turu
Güneşin doğuşunu, doğal güzellikleri ya da bir milli parkı tepeden balonla süzülerek görme deneyimi hayatta en az bir kere yaşanmalı.

Husky safari yapın

kizak-kopegi-husky-safari

Antraksiyon seven bir insan olmama ramen hayatımda en çok adrenalin salgıladığım aktiviteler sıralamasında husky safari var. Lapland, Sibirya gibi bölgelerde yapılabilen Husky Safari’de 8 köpeğin sürdüğü kızağa 2 kişi biniyor, biri kızakta oturuyor diğeriyse önde ayakta duruyor ve kızağı ayaklarıyla kontrol ediyor. Ayakta duran kişiye safari başlamadan önce sadece ayağını frenden hiçbir zaman tamamen kaldırma deniyor ve nasıl devrilmediğinizi ve diğer kızaklarla çarpışmadığınızı anlamadığınız sürüş başlıyor. köpekler öndeki köpeği takip etmek için kızakları hızla çekerken sizin fren ve denge olayını tamamen içgüdüsel olarak halletmeniz gerekiyor ve ne kadar hızlı gittiklerine inanamazsınız! Bir de inanılmaz güzel hayvanlar tabii.

Normal safari de yapın :)

safari
Vahşi hayvanları, hayvanat bahçesinde değil kendi kurallarının geçtiği kendi ortamlarında görmek; insan ve doğa hakkında düşünme şansı…

Aşık olun

asik-ol

Kolay değil evet; uzun sürmesi, sonsuz olması da, mutlu sonla bitmesi de gerekmiyor ama insana kendi sınırlarını keşfettiren, kafasını karıştıran bulutların üstüne çıkaran işler ters giderse yerin dibine sokan bu garip ve güçlü duyguyu mutlaka tadın.

Çok korkunç görünen bir rollercoaster’a binin

roller-coaster1
Korku ve ‘ya şuan bir şey olur ve ölürsem’ hissi insana gerçekten yaşadığını hissettiriyor.

Hiç ışık olmayan açık bir gökyüzünde yıldızlara bakın ya da kuzey ışıklarını görün

kuzey-isiklari

“Dünyada mıyım yoksa başka bir gezegende miyim?” diye düşüneceksiniz.

Tırmanma duvarına tırmanın

tirmanma-duvari
Belinizde ip olduğu için son derece güvenli ama oldukça efor gerektiren bu aktiviteyi mutlaka deneyin. Korku yok, acı yok. Çok iyi öğrenirseniz sonra gerçek dağa da tırmanırsınız hem.

Büyük bir festivale katılın ve kamp yapın

festival
Festival ruh hali, çadırda uyumak, belki duş alamamak, yeni insanlarla tanışmak, bağıra bağıra şarkı söylemek, dans etmek hayatta deneyimlenmesi gereken bir mutluluk çeşidi!

Crowdsurf yapın

crowd-surf

En sevdiğiniz sanatçının konserinde kendinizi kalabalık denizine bırakın ve coşkuyu hissedin.

Ralli pilotuyla sürüş / co-pilotluk yapın

co-pilot-ralli

Böyle bir fırsatınız olur mu bilmem ama benim bir kere deneyimleme şansım oldu özellikle motor sporlarına meraklıysanız bayılacaksınız.

SCAD

scad-diving

SCAD yani ‘suspended catch air device’ ile bungee jumping’den daha farklı (çünkü asılı olduğunuz bir ip yok), skydiving’den daha kısa bir serbest düşüş deneyimi yaşayabilirsiniz. Belirli bir yükseklikten ağların üzerine sırtınıza ağırlık merkezinizi sabitlemek için takılmış bir güvenlik yeleğiyle ile düşüyorsunuz, kısacık ama çok keyifli.

Yürüyen merdivenin ters yönünde çıkın/inin


Kolay bir şeyle bitirelim. Çok basit ve saçma gibi gözükse de zor ve acayip eğlenceli biraz da antisosyal bir aktivite yine de yaparken dikkatli olun. Bu ve bunun gibi küçük çılgınlıklar size yaşadığınızı hissettirir.

]]>
http://www.cizenbayan.com/sehir-hayati/gercekten-de-yasiyorum-dedirtecek-21-heyecan-dolu-aktivite/feed/ 0
günümüzün yeni ilişki modelleri, sizlerden gelenler http://www.cizenbayan.com/blog/relationshiplite2/ http://www.cizenbayan.com/blog/relationshiplite2/#comments Fri, 22 Nov 2013 08:52:10 +0000 http://www.cizenbayan.com/?p=1685 Geçen hafta yazdığım Relationship Lite yazısıyla ilgili bir sürü feedback aldım. Gelen her farklı mailde, mesajda birbirine paralel olsa bile çok farklı bakış açıları, düşünceler, hisler vardı. İşte bu yüzden insan kombinasyonu kadar ilişki kombinasyonu var ve kalıplara kurallara bağlı kalmamak gerekiyor.

Bir de 25 yaşındaki kadını bana ayarlasana, hmm 50 yaşındaki erkek lezizmiş, ay o 20 yaşındaki heteroseksüel erkeği yerim tarzı mesajlar geldi :) Esra Erol’la izdivaçtan sonra Cizenbayan’la Relationship Lite Beta programı üzerinden yeni arkadaşlıklar mı kurulacak acaba…

Şaka bir yana söz verdiğim gibi, yazının sonunda sorduğum sorulara verilen cevapları kimsenin ismini vermeden yayınlıyorum. Cevap veren, kalbini açan herkese sonsuz teşekkür. Yazdığım şeylerin ilham verdiğini söyleyenler olmuş. Gerçekten cevaplar ve insanların özgür ruhları, aşka inançları da bana ilham verdi, ufkumu açtı. Sizin de ufkunuzu açması, varsa tabularınızı ön yargılarınızı yıkması, hepimizin huzur ve mutluluğu bulmamız dileğiyle.

Sorular şunlardı: 

1) Evlenmek istiyor musun? Ne zaman, ne için, kiminle evlenirsin?
2) Seks senin için ne ifade ediyor?
3) Hiç aşık oldun mu? Kaç kere? Aşk sence ne?
4) Bir ilişkiden beklentilerin ne?
5) En uzun ilişkin ne kadar sürdü? İyi mi hatırlıyorsun kötü mü?
6) Sevgililerinle arkadaş kalır mısın?
7) Senin için bir tane doğru insan olduğunu mu düşünüyorsun yoksa birden fazla mı?
8) Senin için doğru (bir) kişiyi bulacağına inanıyor musun?
tumblr mhjdevAdCr1qe7mxjo1_500

Gelen cevaplardan bazıları şöyle:

23 yaşında kadın

1) Evliliğe dair kafamdaki tablo her zaman aşık olduğun kişiyle değil de, iyi anlaştığın kişiyle evlen olduğu için soğuk bakıyorum biraz. ama aşık olduğum kişiyle bir ömür mutlu olabileceğime inanıyorsam evlenirim. o da biraz aşkın sevgiye dönüşmüş hali oluyor ki tam evlenmelik kıvamda.
2) aşık olmadan yaşandığında anlamsız yavan, aşıkken tam anlamıyla doyurucu olan dürtü. çok anlam yüklememeliydik yine de acısız olması için.
3) 1’den fazla olmadığıma eminim. hala aşkı kafamda tanımlarken ondan yola çıkıyorum. ondan sonrakiler tekrarı gibi. yarım aşk. aşk mı değil mi? emin bile değilsin. hastalık ama çok tatlı bir hastalık bence.
4) ilişkide karşındakini anlamak, empati ve olmazsa olmaz tutku olmalı.
5) 10 ay sürdü. ne iyi hatırlıyorum ne kötü. pek bişey kalmadı. sanırım sevilen taraf bendim ondan o kadar uzun sürdü :)
6) hala içimde bir şeyler taşıyorsam ona karşı asla kalamam. ama kaldıklarım var.
7) birden fazla kesinlikle.
8) bu aralar biraz kayıplara karışmış olsa da, umut etmek güzel :)

27 yaşında kadın

1) “Evlilik” denen şeyin insanların üzerinde gereksiz bir baskı kurduğuna inanıyorum. Karşılıklı birbirini garantiye almak dışında,  aile diye görülen bir sürü insana ilişkiye müdahale etme hakkı da sunuyor. Evlilik yolunda nişan/nikah/düğün hazırlıkları sırasında ayrılan çok insana şahit oldum. Yani kağıt üzerinde bir imzanın sizi partner kılması gerekmiyor. Türkiye’de yok ama birçok ülkede 1 yıldan uzun aynı evde yaşayan çiftler “common law partner” oluyor, yani imza atmamış olsanız bile evlenmiş çiftler gibi aynı haklardan faydalanıyorsunuz. Hayatı paylaşmak denen şey, bir imzayla mahvedilmemeli. Bir de “ayrılık” yerine “boşanma” diye travmatik bir durum var sonunda. Ceketini alıp çıkmak başka, ayrılığı bir törenle uzattıkça uzatmak başka.
Bu stresli psikolojiye benim kadar uzak birini bulursam ve eğer bürokratik olarak gerekiyorsa, evlenirim. Yoksa zaten gidecek olan adamın, bir imza yüzünden evde duruyor olması kabul edilemez.
2) Duygusal tatminin en fiziksel hali ve fakat hayvani bir güdü olması sebebiyle her zaman duygusal olması gerekmiyor. Çok anlam yüklenmesi gerekmeyen, güzeli insnaı daha da güzelleştiren bir şey.
3) Olduğuma inanıyorum. Yaş ilerledikçe bir önceki aşık olmayı “aşk değilmiş o” diye tanımlayabiliyor insan, o yüzden kaç kere aşık olduğumu sayamam.
Aşk da ilk görüşte olup geçen ya da anlık bir şey değil. Zamanla koyulaşan, ilerledikçe seni içine hapseden bir şey. Hayranlık, annelik içgüdüsü, arkadaşlık, aile olmak ama bütün bunların yanında bir başkasını gözünün görmemesinin heyecanı, tutkusu.
4) Karşındaki üzerinde ego tatmin etmek, kişisel, fiziksel, duygusal ihtiyaçlarını gidermek  yerine, bunları paylaşmak. İlişkide birey olmayı çoğumuz unutuyoruz, onu unutmayınca mutlu oluyor insan.
5) 7 yıl. Çok şey yaşamışız, çok üzülmüş, çok mutlu olmuşuz ama kötü şeyleri insan geriye atıyor. İlk bakışta çok güzel şeyler var, biraz düşünürsem kötüleri hatırlıyorum. Bir de çocukluğumuza veriyorum bazı şeyleri, kötü niyetli olmadığından kızamıyorum. Şimdi de hayatımdaki beni en güzel tanıyan insanlardan biri olduğu için çok değerli. O koca aşktan, tutkudan, kanırtmadan geriye sağlam bir arkadaşlık kaldı.
2 tane de 1.5 yıllık ilişkim var mesela. Biriyle görüşmüyorum, hiç de aklıma gelmiyor. Diğerini de daha hayatımda nereye konumlandıracağımı bilemediğimden ortalarda sürünüyor.
6) Bir önceki soruda yanıt verdim sanırım. Arkadaş olarak beni mutlu edeceklerine inandıklarımla arkadaşım hatta eşleriyle tanıştıranlar bile var –insert godoşluk here ☺
Ayrılık sonrası bir dönem geçmesi, herkesin yoluna devam etmesi, bir şeyleri aşması gerekiyor tabi. Öyle pat diye arkadaş kalabilenlerin ya aşk yaşamadıklarına ya da arkadaşlığın ne olduğunu bilmediklerine inanıyorum. Görüşmediğim bir iki kişi var ki, kendi tercihleridir. Onun dışında yaşananları sindirince, seni iyi tanıyanlardan çok da güzel arkadaş oluyor.
7) Bu kadar kalabalık bir gezegende kişi başına bir adet doğru insan düşüyorsa, dükkanı kapatıp gidelim dostlar. Bu kadar evrilen, değişen, gelişen yaratıklar olarak 15 yaşındaki sen için doğru insan olan, 45 yaşındaki sen için de nasıl doğru olabilir ki? Bir de tabi bu perfect match durumu biraz romantik komedilerin bize empoze ettiği bir şey. Hayat o kadar pembe değil. Senin “perfect match”in, siyahların arasından geçerken yanında durabilen, seninle evrilebilen, kişisel değişimlerini tutturabildiğin kişi olur ancak. O kadar şeyi, o kadar uzun süre beraber aştığında hala gözün başkasını görmüyorsa şanlısın işte.
8) 27 yaşında, ömrümü tamamlayacağım bir kişiye bağlanmak biraz korkutucu geliyor bu ara. Birazcık daha gözümün ve gönlümün doyması lazım. Elbet sonunda biri olacak tabi, yalnız ölmek zor iş ☺

22 yaşında heteroseksüel kadın

1) Evlilikle ilgili küçüklüğümden beri öyle derin hayallere dalmam açıkçası. Karşılıklı derin bir sevgimin olduğu, çoğu konuda anlaştığım, yanında saçma sapan davranabildiğim (aynı şekilde onun da) bir insanla beraber yaşamak isterim. Evlilik bence sadece etrafını eğlendirdiğin, birşeyler kanıtlamaya çalışılan bir aktivite gibi geliyor bana. Olmasa da olur :)
2) Seks benim için bir duygu akışıdır. Sadece tatmin için yapılan seksi sevmem. Ki duygularla yapılan zaten insana daha çok zevk verir. İlişki içinde olmayıp, sevip, aşık olduğun insanla da seks yapabilirsin. Tabi ki saygı burada çok büyük rol oynuyor.
3) Evet 2 kere aşık oldum. İlki lise sondaydı, biraz daha çocuksu duygular olabilir ama 2.si gerçekten hayatımı değiştirdi. Alt üst etti de diyebilirim hem iyi anlamda hem de kötü anlamda. Zaten aşk işin içindeyse bunun illa ki kötü yanı oluyor. Aşk bence oymuş gibi yaşamak. Yani onun ruhunun sana geçmesi. Kesinlikle mantıklı davranamamak ki bu yüzden de çok acı çekiliyor. Mutlu sonla bitmese de iyi ki aşık olmuşum.
4) Senin de yazında belirttiğin gibi, beklenti insanı sadece üzüyor. Bir de yanlış insanda beklentiye düşersen vay haline! Ama insan bunu yaşamadan öğrenemiyor. Ben de geç öğrendim. Çoğu hatayı da karşımızdakini bizim düşünüğümüz gibi düşündüğünü sanmamız.. Biraz karışık oldu ama:) Her insan farklıdır. Karşımızdakini dinlemeyi öğrenmek lazım. Ben sadece beni gerçekten seven adamı bekliyorum, başka birşey değil…
5) En uzun ilişkim 9 ay sürdü. İyi hatırlıyorum çünkü aşık olarak yürüttüğüm bir ilişkiydi. Sonrasında da güzel devam ettirdik. Yani birbirimize saygımızı koruduk. Yoksa kötü de hatırlayabilirdim belki.
6) Kalırım veya kalmam diyemem, nasıl ayrıldığımıza bağlı olarak değişir. Kalmadıklarım da var, yüzünü görmek istemediklerim de, hala çok iyi anlaşıp konuşup görüştüğüm de…
7) Şu ana kadar, o bir doğru insanı bulmuştum. Yani -mışlı konuşuyorum çünkü tek taraflı bu düşüncem sanırım. Ama bir insan için sadece bir doğru insan olduğunu düşünmüyorum. Birkaç tane olabilir, ama içinden birine aşık olursun. Hayatın karşıma kimi çıkarıcağını bilmiyorum ama o diğer doğru insanlar da buralarda biryerde…
8) İnanıyorum. Hayal ediyorum. İnanmazsan olmaz :)
tumblr mgov76Qzxd1rpk86qo1_500

24 yaşında erkek

1- herzaman 30undan sonra evlenmeyi dusunmusumdur ama dunya gorusum iliskilerim insanlarin iliskilerdeki bakis acilari guvensizlikler insani bir nesneymis gibi bir kutuya sokma cabalarindan dolayi bu dusuncelerimle celisiyorum ve evlilik dusuncesini anlamsiz kiliyor benim icin ama eger olurda birgun karsilasirsam fiziksel cekim ve dusuncelerimi anlayabilen yargilamayan ve beni sıkmayacak biriyle evlenebilirim.
2-seks benim icin fiziksel cekimin birbirine karsi koyamamasi iliskinin bas yapiti (dusunsene seks hayatin olmadan bir iliskiyi )iliskiyi anlamli kilan en onemli etkenlerden biri olmasiyla beraber iliskide degilkende karsindaki insanla beraber vakit gecirme eglenme uyuma sebebin
3- aski tam olarak betimleyemesemde 3kere yasadim buna benzer bi duyguyu diyebilirim. Ask bence tum mantigin icinden siyrilip metafizik dusunceleri anlamsiz kilan bir duygu yani mantigimin alamayacagi iliskide olmazsa olmaz dedigim fiziksel cekimin dusuncenin anlayisin disina ciktigimiz alan.
4- iliskinin bicimine gore degismekle beraber rahat olmak kasmamak sacma sapan kiskancliklar yapmamak fiziksel cekim ve karsindaki insandan beklentin olmadan yasamak
5-inisleriyle cikislariyla 5 sene surdu son 2 yilda beraber yasamamiza ragmen iyi yada kotu bir hatiram kalmadi artik diyebilirim
6- ben kalirim ama kadinlar icin genel olarak ayni seyi soylemem mumkunmu bilemiyorum
7- bir tane dogru insan oldugunu dusunerek yasadigin zaman kacirdigin firsatlari ve kaybettigin zamani dusunmektense benim icin birden fazla dogru insan vardir diyebilirim
8- celistigimiz nokta ve ihanet ettigimiz yer bu soruda yatiyor aslinda ciddi bir iliskiyi istemiyorken bunu bulabilme dusunceside bir gun gelicek savundugumuz yasadigimiz friends with benefits yada relationship lite taki iliski icinden cikip yeni bi boyut kazanicak ve bende ozaman ihanetimle beraber bulacagim

23 yaşında kadın

1. Şu anda umursamıyorum,hep sadık kalacağımı hissedecek kadar olgunlaştığımda belki.
2. Seks tüm güzel şeylerin arkasından gelen benim için, iyi bi şaraptan, konserden, partiden…
3. Aşık oldum, ama sonsuza dek süremeyeceğini biliyorum şimdi. Relationship lite belki de bu yüzden uyuyor bana, aşık olmaktan çok daha acısız. Şu anda yaşıyorum bunu, Alman biriyle. Belki best match değiliz ama birbirimize saygılıyız ve sadece güzel vakit geçirmeyi biliyoruz beraberken, aşık değilim ama yara almadan biriyle olmanın en tatlı yolu bu. Bana biraz bişeylerden kaçış gibi geliyor, ama insana iyi geldiği kesin.
4. Saygı sanırım, özel alanıma.
5. 3buçuk yıl sürdü, benim yüzümden bitti. Harika hatırlıyorum. Aşkı hissettim ama sonrasında birine aşık oldum ya da olduğumu sandım, ve sanırım 3buçuk yıllık eski sevgilimi değil, onu daha çok özlüyorum. Hayat sanki oyun oynuyor bizle.
6. Kalamam
7. Birden fazla.
8. İnanıyorum. Yanıbaşımdaymış ve ellerimden kaybetmişim gibi hissediyorum bazen,ama tekrardan sevebileceğimi biliyorum

26 yaşında heteroseksüel erkek

1) Net olarak evlenmeyi düşünmüyorum, çünkü etrafımda sorunsuz mutlu bir evlilik görmedim şu yaşıma kadar, sorunsuz olanlar da hep bir tarafın alttan alması -mutsuz olmasından kaynaklanan mutluluk diyorum ben buna – sonucu ilerliyen evlilikler gördüğüm kadarıyla. Lakin olurda bir gün evlenmek istersem -iyi ihtimalle 30 yaşından sonra olur- bir çocuğum olsun diye evlenirim diye düşünüyorum şimdiki Caner olarak.
2) Bir ilişkide olmazsa olmaz şeydir, hatta bir çok ilişkinin bitmesinin temel sebebi iyi sex yapamıyor olmaları diye düşünüyorum.
3) Sadece bir kere aşık oldum. Aşk bence dünyanın en güzel duygusu olduğu kadar en berbat duygusu olarakta tanımlanabilir. Aşık olunca kalp atışları hızlanır klişesinin aksine benim midem farklılıklar gösterir. Hatta öyle ki aşkımı kalp simgesinden çok mide simgeleriyle süsleyebilirim :) neden mi ?
Ben aşık olunca kalbimi neredeyse hissetmem hissettiğim tek yer midem olur, en sevdiğim yemek bile gelse önüme yiyemem mesela -sanırım midem aşık olmakla meşgul o anda-  sürekli kelebekler hareket halindedir midemde :) tabi aşk acısı yaşadığım zamanda olan yine mideme olur o da ayrı bi dert.
4) Çok fazla bir beklentim yok ama hazırlan Avustralya’ya gidiyoruz dediğimde -neden ? Sorusu yerine heyecanla -kaç gün kalacaz ? Sorusunu sormasını isterim.
5) 13 ay diye hatırlıyorum, iyi kötü her haliyle hatırlıyorum ve en önemlisi iyiki yaşamışım diyorum.
6) Şu an biriyle arkadaşız zaten.
7) Kesinlikle çok sayıda insan vardır diye düşünüyorum.
8) Her yönüyle doğru bir kişi bulacağımı düşünmüyorum, hatta öyle birini istemem sanırım hayatımda. Her yönüyle benim istediğim gibi biri olması fazla sıkıcı olmaz mı?
26 yaşında kadın
1)Bence  kaliplar kirildiginda, birbirimizi ya da kendimizi kandirmadigimizda  kimse evlenmeyebilir…mutluysan mutlusundur..bir imza seni bana ait, beni de sana ait yapmaz ki…sadece bi imza bence..zaten kendimizi kaliplara koydugumuz bu yasamda, bir de karsi tarafin sana yapilabilecekler ve yapilamayacaklar listesi..birinin ya da birkac kisinin mülkü olmak..hayir ben bunu istemiyorum..ama yasadiklarim bana buyuk konusmamayi ogretti o yuzden belli de olmaz..herkesin anladigi sekilde degilde kendi evlilik kavramimi yaratabilirim diye dusunuyorum..sonucta burasi benim kralligim..hergun degisen benle beraber bir orta yol bulabilirim kendime, neden olmasin..ustelik bunlari yazarken parmagimda bi tek tas var :)
Dogru zamanda, biraz cocuk icin ve beraber hayati hafife alabilecegin biriyle citir citir bi sevgi icin olabilir..
2)Kendini unuttugun en guzel ruh halidir bana gore..eger insanlar yeterince sevisebilse dertlerinin daha az olacagina derinden inaniyorum..bazen tutkulu bazen guvende..seks kadar sevismek de onemli, sadece seks icinse; duygu yoksa ben tam kendimi veremiyorum sanirim biraz romantigim diyelim..
3)oldum bikac kere ..guzel de hatirliyorum hepsini bazilarinda daha cocuktum..ask benim icin beslenmek gbi bisey..cok lazim cok onemli..ama
Acisida acidir.. ask’i butunuyle sevmek kabul etmek lazim..cevremdeki pek cok insan acisindan korkup,zevkinden de kaciyorlar ..yasamak oyle degil ki butunuyle kendini vererek yasamali, yoksa iskaliyorsun hayati demektir..
4)saygi bi de sanirim benimle ayni derinlige inebilmeli
5)En uzun iliskim 5,5 yil surdu..hatalarimiz vardi karsilikli ama yine olsa yine oyle yasardim ve yine ayni sekilde biterdi..iyi hatirliyorum iyi ki de yasamisim..
6) hemen degil ama bir sure sonra kalabilirim. Birbirini her anlamda iyi taniyan iki insanin birbirini beslemesinden dogacak zenginlik cok farkli olabilir..ama hayir hic eski sevgili arkadasim yok..
7)Ben zaten hayat icerisinde farkli enkarnasyonlara dogdugumuza inaniyorum..o yuzden birden cok, pek cok ruh esim ve veya dogru insan olabilir..yine ayni anda birden cok
Ruh esimle etkilesim halinde de olabilirim..
Biraz da büyüklere, evlilere ve hatta yabancılara sorayım diyorum :) Hala cevap vermek isteyen olursa [email protected]’a maillerinizi bekliyorum.
 
]]>
http://www.cizenbayan.com/blog/relationshiplite2/feed/ 0
no:3 http://www.cizenbayan.com/blog/kasim-kiel/ http://www.cizenbayan.com/blog/kasim-kiel/#comments Fri, 08 Nov 2013 23:48:41 +0000 http://www.cizenbayan.com/?p=1679 Kalbimden başlayıp ellerime doğru gidiyor
Yavaş yavaş kollarım uyuşuyor
Parmaklarımın ucunda hissediyorum
Hafif bir ürperti
Karanlık ve çok iyi bildiğim halde anlamadığım bir dilde konuşuluyor

Kafamı kaldırıyorum havaya
Göz yaşlarım akmasın diye
Burnumdan nefes aldıkça boğazım düğümleniyor
Gülümsüyorum
Acıyı iliklerime kadar hissetmek de güzel
Hiçbir şey hissetmemektense acıyı hissetmek
Yaşıyorum
Bu kadar derinlere inmesine izin vermişim
Cesur ve asilim
Aşk bana yakışıyor
Göz yaşlarım akmasın
Aktıkça seni temizliyorlar içimden
Biraz daha kal orada
Çok az daha
Sonra sonsuza kadar gideceksin zaten
Hissedemeyeceğim bir daha
Çok az daha kal
Burnumda sızı
Göz pınarımda titreyen yaş
Boğazımda düğüm ol
Sonra yok ol
Karış sonsuza
]]>
http://www.cizenbayan.com/blog/kasim-kiel/feed/ 0
yolda aklımdan geçenler http://www.cizenbayan.com/blog/kasim-berlin/ http://www.cizenbayan.com/blog/kasim-berlin/#comments Fri, 08 Nov 2013 12:25:16 +0000 http://www.cizenbayan.com/?p=1676 hayatımda her şey o kadar hızlı olup bitiyor ki bu ara ayak uyduramıyorum
duyguları çok acele ya da bölük pörçük yaşıyorum
kafam o kadar karışık ki
iyi bir orgazmı aşk sanabiliyorum
ya da belki de aşık olup seks çok iyiydi heralde diyorum
insanlara taşıyamayacakları anlamlar yükleyip
gelecek kaygısını aşk acısıyla karıştırıyorum

kendimi korumaya çalıştığım şeyler hep hayalini kurduklarım
hafızama mürekkebi bulaşmış isimler
her biri evim olmuş yıkık şehirler
savaşlar topla tüfekle yapılmıyor belki ama
herkes yaralı
karşındakinin acıyan yerlerini bilip
oralara hiç dokunmadan yaşanıyor ilişkiler
herkes başkasının acısını en yakınındakinden çıkarıyor
hiç tanımadığın birinin eski sevgilisinin kaprislerini çekiyorsun
korkular bulaşıcı, korunmanın yolu yok
şarapla göz yaşının tadı hiç uymuyor
peki neden bir arada bu kadar iyiler
affettiğinde kendine mi iyilik yapıyorsun ona mı?
vazgeçtiğinde kim kaybediyor?
hayal kırıklıklarından korkma
arkanı dönüp bakmaman gerekiyor
özgürlüğün seni bekliyor
hareket eden bir şeyin içinde olmak huzur veriyor
bir otobüs, uçak ya da tren
keşke dünya daha hızlı dönseydi diyorum içimden
dünyanın döndüğünü hissetmek için gitmek gerek
aslında sen güneye gittiğinde yaz gelecek
dünyayı değil kendini keşfetmek için gitmen gerek
kendimi türkçe’de olduğu gibi %100 ifade edemedikçe dokunmaya daha çok ihityaç duyuyorum
dokundukça kokunu dağıtıyorum insanlara
bir gün benim de kokum sana gelirse şaşırma
ağlamıyorum
bir okyanusu düşlüyorum
mutluluklarım da üzüntülerim de çok derin
dinlediğim bir şarkıdan
son bahar yapraklarının renklerinden
ya da sadece yürümekten inanılmaz keyif aldığım gibi
ağlarken göz yaşlarımla tertemiz yapabiliyorum kalbimi
ama böyle böyle hissediyor insan yaşadığını
aslında mutsuz olmamayı başarırsan mutlu olmak çok kolay
daha çok müzik dinle hatta yapabiliyorsan müzik yap
yaz ve ağla
acılarınla da barış
bazen şöyle güzel bir aşk acısı çekmeyeli uzun zaman oldu diyor
melankoliyi de özlüyor insan
kimseye kızma
şimdiye odaklan
dünü kimse elinden alamaz
yarınıysa kimse bilemez
plan yapma
güzel şeylerin sana gelmesini engellersin
plan yapma
hedefine ulaştığında boşlukta hissedersin
plan yapma
hayat senin planlayabileceklerinden daha güzel
ben burda olmayı planlamamıştım
iyi ki de planlamamışım
 
]]>
http://www.cizenbayan.com/blog/kasim-berlin/feed/ 0
INTRODUCING the new RELATIONSHIP LITE beta http://www.cizenbayan.com/blog/relationshiplite/ http://www.cizenbayan.com/blog/relationshiplite/#comments Tue, 05 Nov 2013 10:26:19 +0000 http://www.cizenbayan.com/?p=1663 Sizlere geçen gün Huffington Post‘ta okuduğum bir ilişki modelinden bahsetmek istiyorum. ‘E biz neyiz şimdi’ sorusundan nefret eden iki insanın yaşadığı şeye bir isim koyarak kendi içinde çelişse de mantıklı yönleri, iyisi ve kötüsüyle karşınızda “Hafif İlişki”, ya da ecnebice: Introducing to you the new relationship lite beta… 
Ne kadar farklı insan kombinasyonu varsa o kadar farklı ilişki şekli olduğuna inanıyorum. Birbirine ilgi duyan ya da birlikte vakit geçirmekten hoşlanan iki (ya da daha çok) insanın illa da toplumun koyduğu kalıplar çerçevesinde ilişkiler yaşaması gerekmiyor bence. Her şeye isim koymaya çalışmak, kurallar belirlemek, beklentilere girmek olabilecek şeylerin heyecanını kaçırdığı gibi gereksiz stres sıkıntı kaynağı da olabiliyor. Bazen de tam tersi. Karşındaki insana en baştan dürüst olup senden ne beklemesi ve ne beklememesi gerektiğini söylemek romantizmi baştan öldürse de gereksiz hayal kırıklıklarını önleyebiliyor.
Yaşıtlarımız arasında ilk sevgilisiyle evlenenler olsa da; öğrenci Ali ile Ayşe’nin aynı evde yaşamasının ‘denetlenip gereğinin yapılacağı’ ülkede doğup büyümüş olsak da; belki annemiz değil ama annanemiz duysa kalp krizi geçirir dediğimiz Fuck Buddy ya da Friends With Benefits gibi seks odaklı ilişki şekillerine hepimiz aşinayız. Kısacası kendimizi evliliğe hatta bazen klasik anlamda bir ilişkiye hazır hissetmeyebiliyoruz ama bu fiziksel ihtiyaçlarımız olmadığı anlamına gelmiyor.
tumblr msdw3nfT8E1sfvlg3o9_500
Bu sadece erkekler için geçerli değil tabii ki. Genel kanının aksine bütün kızlar iki üç sevişmeden sonra evlenip boy boy çocuklar doğurmak istemiyor. İlişkilerimin çoğunda ‘Bu ilişki nereye gidiyor?’ cümlesini kuran taraf ben oldum; ama biraz daha yavaş olalım acele etmeyelim manasında. Yani benim gibi -en azından şimdilik- hiçbir yere ya da hiçbir şeye bağlanmak istemeyenler, özgürlüklerine her şeyden daha çok düşkün olanlar da mevcut.
Bu ruhsuz, birini sevmekten aciz bir makina olduğumuz anlamına gelmiyor, hatta şahsım adına birçok insandan daha sık ve daha tutkulu aşık olduğuma eminim. Sadece klasik anlamda bir ilişkinin sorumluluklarını almak, rutinine girmek, ‘gereğini’ yapmak istemiyorum sanırım, en azından şimdilik. Ben eşyalara ya da insanlara sahip olamayacağımıza inanıyorum.
tumblr msdw3nfT8E1sfvlg3o3_500
Biri ‘sevgilisi’ ya da ‘karısı’ olduğum için her gece yanımda uyumasın, tam olarak o gece yanımda uyumayı arzu ettiği için yanımda uyusun istiyorum mesela. Bir sevgilim / kocam olduğu için değil, gözüm başkasını görmediği, kendimi başkasıyla hayal edemediğim için başkasına bakmayayım istiyorum. Böyle bir yoğunluk yoksa da karşımdakini sıkıntıya sokmak, onun da beni sıkıntıya sokmasını istemiyorum.
Relationship Lite, yani Hafif İlişki, her ne kadar sınırları belirli bir ‘ilişki’ olsa da sorumluluk almak istemeyip yine de beraber vakit geçirecek, sarılacak birine ihtiyaç duyanlar için geçici, oldukça tatmin edici ve iyi bir çözüm gibi görünüyor ve fuck buddy’lik müessesesinden de kesin hatlarla ayrılıyor. Benim gibi iflah olmaz romantikler, hayatının aşkını er ya da geç bulacağına inananlar için bir ara durak, şu an yaşadıkları hayat biçiminde olabileceğinin en iyisi, ya da doru düzgün bir ilişki yaşayamadığımız için kendi kendimizi kandırdığımız bir ad belki de…
tumblr mekzuvYkb71rsc2vno1_500
Jill Di Donato Huff Post’taki yazısında Relationship Lite’ı şöyle açıklamış: Birbirine ilgi duyan ve birlikte vakit geçirmekten hoşlanan ve “ilişki benzeri” aktiviteler yapan ama bir ilişkinin sorumluluğunu almak istemeyen iki insan arasındaki anlaşma. Yazıyı ilk gördüğümde biz özgür ruhlar, aramızdaki şeye isim koymamaya çalıştıkça onlar buna da bir isim buluyorlar dedim ama bir daha okuyup üzerine düşündükçe şu an benim ve çevremdeki bir çok insanın yaşadığı şeyin buna çok benzediğini farkettim ve bu tarz şeylerin konuşulmadan ve bir tarafın kırılmadan yürümesinin mümkün olmadığına karar verdim.
Sadece seks yapılan, dışarıda görüşülmeyen fuck buddy ruhsuzluğundansa; “hafifletilmiş” ilişki içinde, birlikte olduğunuz insanla hem yatakta hem de yatak dışında iyi vakit geçirebilir; örneğin birlikte sinemaya gidebilir, ya da evde film izleyebilir, el ele tutuşabilir, geceleri sarılarak uyuyup birlikte sarhoş olabilir, birlikte arkadaşlarınızla buluşup, birbirinize gelecek planlarınızdan bahsedebilirsiniz. Hafif ilişkinin normal sevgililik müessesesinden en büyük farklarından biri karşınızdaki insana sözü geçen gelecek planlarına dahil olduğu yalanını söylemeniz gerekmiyor.
tumblr mtxxjbr2uW1qbui47o1_500
Birlikte iyi vakit geçiriyorsunuz ama ikinizin de mutabık olduğu gibi bu ilişki bir yere gitmiyor, gitmesi de gerekmiyor. Bir bağlılığın sorumluğundan korkmanız bu tarz tensel ve duygusal ihtiyaçlarınızı karşılamanıza engel olmuyor yani. Tabii ki iki tarafın da ilişkinin boyutunun tam olarak bu olduğunu biliyor, bunu sağlıklı bir şekilde ifade edebiliyor olması gerekiyor.
Bir önemli nokta da aslında aşık olduğunuz sadece sizin olsun istediğiniz ve gelecek hayalleri kurduğunuz insanla böyle bir ilişkiye girerek duygularınızı paspas yapmamanız gerekiyor. Önce kendinize sonra karşınızdakine dürüst olmak çok ama çok önemli. Kendi davasına ihanet eden Friends With Benefits filminde olduğu gibi filmin sonunda oğlan kıza ilanı aşk etmeyecek. Bunu en baştan kabul etmiyorsanız Relationship Lite size göre olmayabilir.
inever
Bir olmazsa olmaz da karşılıklı saygı. İki tarafın da olgun ve kendine güveniyor olması gerekiyor. Bu ilişki tipi karşınızdaki insanın sizi sevmediği hatta bazı konularda size hayran olmadığı anlamına hiç gelmiyor. Hatta ve hatta hem size, hem kendine, birbirinizden bağımsız planlarınıza ve ideallerinize; geceleri yanında yatacak birisi olsun diye öyle hissetmediği halde size aşıkmış gibi davranmayacak kadar saygı duyuyor da olabilir.
Huff Post’un hafif ilişki tanımında tek eşlilik konusunda çok açıklayıcı sınırlar yok. Bu konularda sözlü anlaşmalar yapmak gerekiyor bence. Tamam ilişki lite olsun ama başkalarıyla olmayalım, olacaksak da birbirimizin gözünün içine sokmayalım demek gayet insanca bence. Yalan söylemek yerine bu konuları hiç konuşmamayı da seçebilirsiniz mesela.
tumblr mn21sj0PGM1r0ddb6o1_500
Karşındakinden bir şeyler beklemedikçe hayal kırıklığı ve mutsuz olma riski azalıyor. Evet hayatının aşkını yaşamıyorsun belki ama aşk insana hayatının her döneminde iyi gelmiyor zaten ve en azından yanında seni seven birinin olduğunu bilmek güzel. Relationship Lite’ın bir aşamasında, bir tarafta daha derin duygular gelişmesi ya da bir tarafın ilgisini daha erken kaybetmesi durumunda ne tür hayal kırıklıkları yaşanır, relationship lite relationshit lite’a döner mi onu bilemiyorum ama bunlar zaten ‘ağır’ ilişkilerde de muhakkak yaşadığımız ve lite’ına oranda daha da zor atlattığımız durumlar.
İlişki, aşk, seks, evlilik konularında fazla radikal olabilirim. Özellikle çevremde belirli biriyle değil de default olarak ‘herhangi biriyle’ sadece ‘evlenmek’ isteyen insanlar olduğunu bildiğim için bazen kendimi uzaylı gibi hissettiğim de oluyor. Yine de yalnız olmadığımı biliyorum. Evli ya da ciddi bir ilişki içinde olsaydım çat diye Berlin’e gelemezdim, kafama esince ben bir seneliğine Şili’ye gidiyorum diyemezdim. Ama öyle spontan ve kararsızım ki yarın aşık olup evlenebilirim de. Dengesizim ve gelgitler yaşıyorum. Tam da bu yüzden bir ilişkinin sorumluluğu altına giremiyorum. Sarılmayı beraber uyumayı çok seviyorum. Eninde sonunda hayatımın aşkını bulabileceğime de inanıyorum ama onu pasif bir şekilde beklemektense birçok heyecan verici insanla tanışmak, belki de ona hazırlanmak güzel. Kısacası test aşamasındaki relationship lite şimdilik yolunda gidiyor. Bug’larını bulduğumda sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyacağım.
tumblr mw6ls1Ch9P1qjm9bpo1_500
Peki bizim kuşağın ve bizim gibi insanların ilişkilere, aşka, evliliğe bakış açısı nasıl? Benim kafamda olduklarını düşündüğüm ve bu konuları konuşabildiğim çeşitli yaş ve cinsiyette birkaç arkadaşıma aşağıdaki soruları sordum. Belki cevapları ilginizi çeker, kendiniz de bu tarz şeyleri sorguluyorsanız size yeni bakış açıları kazandırır. Siz de sorulara kendi düşündüklerinizi, cevaplarınızı yazarsanız çok sevinirim. Bu siteme yorum yapılamıyor (yenisinde olacak) ama cevapları bana [email protected]’a mail atabilirsiniz. Relationship Lite anlaşmasıyla ilgili fikirlerinizi de seve seve okurum. Eğer isterseniz isminizi kullanmadan sadece yaş ve cinsiyet belirterek yayınlarım da. (Edit: ki burda yayınlanmışı var: http://cizenbayan.com/blog/395-relationshiplite2)
Kendinize ve karşınızdakine dürüst olun,
Sevgiyle kalın
Sorular:
1) Evlenmek istiyor musun? Ne zaman, ne için, kiminle evlenirsin?
2) Seks senin için ne ifade ediyor?
3) Hiç aşık oldun mu? Kaç kere? Aşk sence ne?
4) Bir ilişkiden beklentilerin ne?
5) En uzun ilişkin ne kadar sürdü? İyi mi hatırlıyorsun kötü mü?
6) Sevgililerinle arkadaş kalır mısın?
7) Senin için bir tane doğru insan olduğunu mu düşünüyorsun yoksa birden fazla mı?
8) Senin için doğru (bir) kişiyi bulacağına inanıyor musun?
tumblr mljdafhmUO1s543buo1_500
Heteroseksüel erkek, 25 yaşında 
1) Şu anki dünya görüşüm, hayata bakışım içinde evlilik yok. Ama içimde hep ‘Neden olmasın ki, 30’unda görüşürüz’ diyen bir adam taşıyorum. Doğru zamanda, doğru insanla, atılması gereken en doğru adım diye düşündüğüm için evlenebilirim.
2) Seks benim için iki tenin birbirine karşı koyamaması, bunun çoğu zaman ilham vermesi
3) Çok aşık oldum. Aşkı çok severim. Aşk insan hayatının belirli evrelerinde ortaya çıkan, genelde zamansız yakalayan, tanımı yapılması zor ama çok güzel bir mevsimdir
4) Birlikte eğlenebilmek, ten çekimini kaybetmemek, saygı bir ilişkiden beklentilerim.
5) En uzun ilişkim 8 ay kadar sürdü, harika hatırlıyorum
6) Neler yaşadığımıza ve nasıl bitirdiğimize bağlı olarak evet, iki üç insan var arkadaş kalabildiğim. Elbette sürekli görüşülmüyor
7 Birden fazla doğru insan olabileceğini düşünüyorum
8) Doğru kişiyi bulacağıma inanıyorum
ialmost
Heteroseksüel kadın, 24 yaşında
1) Evlenmekle ilgili çok da bir fikrim yok açıkçası. İstiyor veya istemiyor değilim yani. Anne olmak istersem ve so-called-doğru insanla uzun zaman geçirdiysem evlenebilirim.
2) Seks benim için ilişkideysen ilişkinin tuzu biberi, değilsen de fizyolojik yapını dengede tutmanın en sağlıklı yolu. Tabii bir de seks için de doğru insan diye bir şey var. Onu bulduysanız, kaçırmayın.
3) Bir kere aşık oldum. Aşk bence kendini unuttuğun, dünyanın en güzel illüzyonu.
4) Bir ilişkiden en büyük beklentim sanırım saygı, iyi niyet, emeğin karşılığının verilmesi. İş hayatıyla çok benzetiyorum aslında ben ilişkileri.
5) En uzun ilişkim tam 2 sene sürdü. İyi hatırlıyorum, kimseyi kandırmaya gerek yok : )
6) Klasik olacak ama, sevgiliyle arkadaş kalmak yaşanan ilişkiye göre değişen bir şey. O kişiyle sevgili olmadan önce arkadaş olunduysa tekrar arkadaş kalınabilir, veya hafif bir ilişki yaşandıysa da. Ama diğer koşullarda zor sanırım.
7) Sonbahar yüzünden bu aralar içimde gerçek bir romantik yaşattığım için doğru insanın varlığına inanıyorum. Bu genellikle istediğimiz insanın üzerine o etiketi yapıştırmak olarak sonuçlanıyor ama kalp ve mantığın el ele kol kola verebildiği durumlarda doğru insan diye bir şey var.
8) Doğru insanı bulacağım inanmak istiyorum : )
tumblr meji61EJA41rkogzbo1_500
Heteroseksüel erkek, 20 yaşında 
1) Hayır. Evlenmeyeceğim.
2) Seks icin genel bir cevap vermek zor. Bazen çok tutkulu, çok özel. Bazense işemek kadar doğal ve normal. Tutkulu olduğu zaman güzel. Tutkudan kastım aşk degil, arzu.
3) Aşık oldum dersem doğru söylemiş olmam, olmadım dersem de yalan olur. Aşk kavramı çok net değil. Aşkın ne olduğunu bilmiyorum. Ama hissettiğim ve biten, yeniden başlayabilen duygular yaşadım. Hem de çok. Ama aşkın ne demek olduğunu bilmiyorum.
4) Baya iliski cahiliyim esasen. Beklentim sanırım yatak odası aktivitelerinden ziyade çılgınlık, delilik. Karşıdakinin benim için bir şey yapmasını beklemiyorum, kendisi için her şeyi yapabilmesini isterim sanirim.
5) En uzun ilişkim 1 yıl sürdü. Nasıl hatırlıyorsun sorusuna kötü de iyi de diyemem. Orta diyelim. Kötü bitip iyileşen bir durumdu.
6) Karşımdaki de arkadaş kalmak isterse kalıyorum genelde. Hiç kimseye kin veya nefret beslemedim. Benim için rahatsız edici değil arkadas kalmak. Olmasi gereken de bu esasen.
7) Doğru kişi vardır sanırım. Birçok kişi doğru insan olabilir ama bu değişkenlere bağlı. İlgini çeken birisinin o an sevgilisi vardır mesela. Ya da yanlış ortamda önyargılar eşliğinde farklı bir boyuta gidebilir iletişim. Yani esasen doğru insan çok, doğru iletişimi yakalayıp yakalamadığına bakıyor olay.
8) Doğru insan varsa buluruz. Yaşayıp göreceğim.
tumblr mw6rciAnGt1qiv8nio1_500
Heteroseksüel erkek, 50 yaşında
1) Evlenmek önemli bir gereklilik değil, aşık olduğun insanla birlikte yaşamak yeterli, biriyle birlikte yaşamak bir ilişkideki en harika şey değil ama çocuklar harikadır ve çocukların sosyal ve yasal bakımdan rahat etmesi için evlilik yapmak mantıklı
2) Seks, yaşamak gibi ağır bir işin nadir bonuslarından biri
3) 1 kez aşık oldum, aşk birine kesin biçimde bağımlı olmak, ondan o kadar hoşlanmak ki ondan uzakta olduğun fikrinin hayatını sürdürmene engel olması
4) Yanındayken rahat hissetmek ve mutlu olmak, kendine ait özel alanların olması ve iyi arkadaş olmak
6) Arkadaşlık etmeye değer biriyse arkadaş kalırım
7) Tabii ki birden fazla doğru insan vardır
8) Elbette
tumblr mo19g5zzuz1r3fh2ko1_500
Heteroseksüel kadın, 30 yaşında
1) Genel olarak evet ama şu an degil. O adamla ömür boyu mutlu olabileceğimi hissettiğimde; beni mutlu edecek adamla, mutlu yaşamak için evleneceğim.
2) Seksin ifade ettiği şey partnerimle paylaşımıma göre degisiyor ama genel olarak desarj olmak anlamina geliyor. Savunmasızlık. Orgazm. Karşımdakini seksten daha iyi tanıyabileceğim bir aktivite yok.
3) Ben duygularimi biraz yogun yasiyorum o yuzden herkese asik olabiliyorum (mesela sana asigim) ama iliski bazinda diyosak 2 kere asik olmamisimdir. Ask geldiginde cok mutlu eden gittiginde surunduren hisler silsilesi.
4) İlişkiden beklentim: Ozgurluk, huzur, mutluluk
5) En uzun ilişkim 6 yil surdu. Iyi hatirlamaya gayret ediyorum
6) Karsilastigimda sohbet edebilecegim seviyede birakmaya gayret ederim
7) Bence her birlikte oldugumuz kisi o an icin dogru kisi bizim icin
8) Bu yüzden doğru kişiyi bulmamam imkansız.
lets
Homoseksüel erkek, 23 yaşında
1) Evlenmek istiyorum ama çok gerekli değil, bir kağıt parçası olarak bakmıyorum iki tarafı birbirine daha çok bağlayan bir şey bence. Maddi ve manevi olarak hazır olduğumda, tüm hayatım boyunca yanımda olacak, ne olursa olsun beni destekleyecek, onsuz bir gelecek düşünemediğim biri olmalı.
2) Seks benim için oyun alanı. Daha fazlası değil.
3) Birçok denemenin ardından ilk kez, son sevdiğime aşık oldum. Sabah uyandığında mutluysan, en küçük kararlarında bile onu düşünüyorsan, ayrı kaldığında içinde adlandıramadığın bir huzursuzluk varsa, birlikte bir gelecek kurmaktan korkmuyorsan aşıksın işte.
4) İlişkiden beklentim sadakat, özveri ve koşulsuz sevgi
5) En uzun ilişkim şu an yaşadığım ve iyi hatırlıyorum. Haha!
6) Sevgililerimle arkadaş kalmam ya awkward geliyor bana. Ha şöyle olur, biriyle çok uzun süre birlikte olursun aşk ve cinsellik namına ortada bir şey kalmaz ama hala çok değer veriyorsundur. Böyle bir durumda arkadaş kalmak daha normal.
7) Doğru insan diye bir şey yok bence. Asshole gibi davranıp her karşısına çıkanı ” benim için doğru kişi değil” diye terk eden insanlar için uydurulmuş bir kılıf sadece
8) Doğru kişiyi bulduğuma inanıyorum.
tumblr mu8sgo1XI61qdwp18o1_500
Heteroseksüel kadın, 36 yaşında
1) Evlenmek, açıkçası, hiç mi hiç istemiyorum! Bazen, daha çok filmlerde, gerçek hayatta henüz rastlamadım pek çünkü, müthiş bir düğün gördüm mü aklımı çeliyor evlilik fikri, sırf o delice güzel çılgın parti için, ama sanırım sonuçta aslında bir parti için girebileceğim bir iş değil evlilik. Ayrıca bu tip partilere vesile olabilecek, başka, daha kişisel projeler geliştirmeye çalışıyorum. Hem de en sonunda kiminle yatağa gireceğimin tamamen açık olduğu daha heyecanlı partiler olacak bunlar… ; )
Diğer bir taraftan da son bir yıldır görücü usulü evlilik fikrine sıcak bakmaya başladım… Çok fonksiyonel bir şey olarak evlilik fikrine yani… Ne zaman evleneceksin diye soranlarım çok yok yakın çevremde ama hafif ima edebilecek cesareti bulanlara ‘Bulun birini evleneyim!’ diyorum, üstüne de şartlarımı sayıyorum: Yakışıklı olacak (karizmatik, çekici ve saire…); meraklı biri olacak, benim ona açacağım yeni dünyalara ilgiyle yaklaşacak; bir de çok zengin olacak… Açıkçası zengin olmayan biriyle neden evlenilir bilmiyorum. Benim param yok, karşımdakinin de yoksa beraber sürünmenin bir anlamı yok. Aşk, evlilik için hiçbir zaman geçerli bir sebep olmayacak benim gözümde. Parmağıma en güzelinden mis gibi bir pırlanta yüzük takmayacak birine de sadakat sözü vermem için bir sebep göremiyorum. Ama yüzük karşılığı kendime (bir süreliğine) hâkim olmaya çalışabilirim. Eğlenceli bile olur.
Aynı şey beraber yaşamak için de geçerli bu arada. “Evlenmeyi” tam kelime anlamıyla ele alacak olursak, başımı sokacağım bir daireyi kendi başıma da kiralamaya gücüm yetiyor. Özellikle birkaç senedir mis gibi yalnız yaşıyorum, kapımı arkamdan kapattığım anda kafam rahat… Evimi, yatak odamı sürekli biriyle paylaşmam için şimdilik geçerli bir sebebim yok. Genelde bir erkekle tüm bir gece geçirmek bile pek yapabildiğim bir şey değil son zamanlarda… Nerde kaldı beraber yaşamak, evlenmek…
2) Seks bir erkekle yakınlaşmam için bir şart. İyi erkek arkadaşlarımın hepsiyle yatmışımdır. Bir kere olsun, daha fazla olsun ama hep olmuştur bu… Potansiyel olarak hiçbir zaman seks yapmayacağımı düşündüğüm bir erkekle arkadaş da olamıyorum. Bunun dışında seks bir Pazar öğlenden sonrası yapılabilecek en güzel şeylerin başında geliyor… Üstüne güzel bir yemek, güzel bir şarap… Onun dışında seks ne kadar sık yapılsa o kadar güzelleşen bir şey… Bunu yaptığın kişiye de bağlamak mümkün veya düzenli olarak ama ayrı ayrı kişilerle yapılıyor olsa da sık aralıklarla yapılması gereken bir şey… Hem duygusal hem teknik açıdan ayrı ayrı yararları var…
3) Evet, aşık oldum. En belirgin hatırladığım ve yetişkin hayatımda (yani 19’umdan sonra diyelim) üç kere, diyebilirim. Her seferinde de bir çile, bir olağanüstü işkence durumuydu… Bulutların üstüne çıkıp yerin en dibine girme hali arasında gidip gelmeli duygular yaşadığın bir hâl… Bu arada bu bahsettiğim aşk her seferinde bir “amour fou”… Karşılıklı ve çok şiddetli başlayan sonrasında sağlıklı olarak yaşanması imkânsızlaşan bir şey olarak aşk… Kalp çarpıntısı, diz titremesi olarak yaşanan fiziksel bir durum olarak aşk… Bir hastalık olarak aşk… Karşıdaki insan için (onun iyiliği için değil, yanlış anlaşılmasın, onunla beraber olabilmek için) her an hazır olma durumu aşk… Ve buna benzer bir sürü istisnaî hâl… Yaşarken diğer zamanlardaki sakin dingin ruh halimizi “nasıl oluyor da bu kadar yavan olabiliyormuşum” diye değerlendirten bir durum olarak aşk…
4) İlişki ve beklenti mevhumları hele bir de yan yana biraz yabancı bana… 35 yaşıma girdiğimden beri diyebilirim ki yukarıda evlilik için yazdıklarım herhangi başka bir ilişki için de geçerli… Tek bir kişiyle ve düzenli olarak beraber olma fikri (klasik anlamda bir ilişkiden bahsedersek yani) artık bana yapabileceğim bir şeymiş gibi gelmiyor. Hem etrafımda ben olarak değil de “çift” olarak görülmek beni rahatsız eden bir şey, hem de etrafımda bir çok erkekle bir çok ayrı seviyede ilişkim var. Tıpkı kadınlarla olduğu gibi… Karşıma sadece onunla olmamı, düzenli olarak sadece kendisiyle görüşmemi isteyecek erkek çok ilginç şeyler sunabilmeli ki bu pek mümkün diil. İki erkek bir erkekten her zaman daha ilginçtir. Bunu 3’le 4’le 12’yle de çarpabilirsiniz. (Ayrıca bu sekste de geçerli! ; )
5) En uzun ilişkim 8 yıl sürdü. Bunun ilk 1,5 yılı da gerçekten sadıktım. 22 yaşımdayken başlamıştı… 5 yıl da beraber yaşadık filan falan… Çok iyi hatırlıyorum, ama bitmesinin sebebi de yaşım ilerledikçe ilişkide olma durumunun sıkıntı vermeye başlamış olmasıydı. Şimdi tekrar girebileceğim türden bir ilişki değil kesinlikle… Ama bu ilişkiyi paylaştığım kişi şu an en iyi arkadaşım, o başka…
6) Üç uzun ilişki yaşadım, hepsiyle de çok iyi arkadaşım… Onun dışında da, dediğim gibi, bir erkekle arkadaş olabilmemin şartlarından biri onunla yatmış olmak ki bundan doğan yakınlıkla genelde iyi arkadaş olabiliyoruz sonunda.
7) Benim için birden fazla doğru insan olduğunu düşünüyorum. Bir iki kişi için kısa süreli de olsa bazı şeylerin “cuk oturduğunu” görüp etkilendiğim oluyor, ama o insanlarla da başka şekilde yürümeyen başka şeyler olabiliyor… Bana çok benzeyen bir erkekten çok etkilenebiliyorum, ama işte birbirimize kafa olarak çok benzediğimiz için de yürüyemeyebiliyor bazı şeyler…
8) Şimdiye kadar çok ilginç insanlar girdi hayatıma, bundan sonra da en az onlar kadar ilginç insanlarla tanışacağımı düşünüyorum. Yani evet benim için doğru kişileri bulacağım.
tumblr mb6g24o9tt1rs7ifpo1_500
Heteroseksüel erkek, 26 yaşında
1) Elbette, tek başına çekilecek şey değil yahu koca ömür. Her zaman için karşılık beklemeden, mutlu edebileceğin birinin varlığını bilecek olmak bile evlenmek için yeter sebep sanırım.  Zamanını söylemek zor, geç olsun güç olmasın :P ama yokluğu bana koyan biri ile evleneceğim çok net.
2) Seks araç, amaç, eğlence. Yerine, zamanına hatta ruh haline göre değişir çok.
3) Evet, 3 kere aşık oldum galiba. Gerçi ilki tam bir çocukluk aşkı idi ama olsun. Sonuncusunu da atlatabildiğimi söyleyemem hala. Ha gerçi aşk dediğin “atlatılacak” bi şey olmamalı ya bence, neyse. Aşk dediğin dünyanın en tatlı hastalığı sanırım, bir nevi mazoşistlik belki. Öyle veya böyle içten içe kendi kendini yedirip bitirten ama bazen bir an için bile tüm her şeye katlanmanızı sağlayan bir umut hali belki de.
4, 5) İlişki konusunda dünyanın en başarısız insanlarından biri olduğumdan beklentilerimi sıralamam yersiz olur, zira bi yerlerde bi yanlış var ki “uzun” diyebileceğin ilişkim olmadı desem yeridir. Bir kaç aylık flörtler diyelim en fazlasına. Arada iyisi de var, kötüsü de. Uzaktan arkadaşlık en iyisi ama sanırım çoğu durumda.
7, 8) 6 milyarlık dünyada tek bir doğru insan olduğuna inanmak zor geliyor. Taa ki öyle biri ile tanışıncaya kadar böyle düşünmek istiyor insan en azından. Ama sonra biri çıkıyor diğer 5.999.999 kişiyi görmünmez kılıyor ya işte, orada sıçıyor teorem de, bünye de. Aptallık değil mi sanırım o bir kişi gelecek elbet, evet.
Sizlerden gelen cevaplar için: http://cizenbayan.com/blog/395-relationshiplite2
 
]]>
http://www.cizenbayan.com/blog/relationshiplite/feed/ 0
unutmak için karaladıklarım http://www.cizenbayan.com/blog/unutmakicin01/ http://www.cizenbayan.com/blog/unutmakicin01/#comments Sat, 02 Nov 2013 13:19:40 +0000 http://www.cizenbayan.com/?p=1640

biliyor musun bazen konuşma penceremizi açıyorum
baya açıp o küçük pencereyi izliyorum
sanki bizi birbirimize bağlayan bir geçit
online olduğunda seviniyorum
kendimi sana daha yakın hissediyorum
çok saçma ama gerçek

online olmadığında da bir şey değişmiyor zaten
artık o penceden sana bir şey söyleyemiyorum

sana anlatmadığım her problem olduğundan daha zor
sana anlatamadığım şakalar o kadar da komik değil
sana anlatamadığım her şey daha zevksiz
mutlu olduğum anlar bile kursağımda kalıyor

özlüyorum
ki neyi özlediğimi bile bilmiyorum
seni özlemeyi mi özledim
sana seni ne kadar özlediğimi söyleyebilmeyi mi
çünkü bunu bile yapamıyorum artık

nefret mi ediyosun benden yoksa önemsemiyo musun onu da bilmiyorum
ya da eşyalarımı ne yaptın
bizim olanların artık iyesi başka iyelik ekleri mi var

bunu daha önce de söylediğime eminim
geçirdiğimiz azıcık zaman içinde kendimi dünyanın en güzel kızı gibi hissettim
gerçekten de öyleydim
senin için dünyanın en güzel kızı bendim
emindim
seni en güzel ben öper seninle en güzel ben sevişirdim
konuşmayı en çok sevdiğin ve seni en mutlu edebilecek kişi de yine bendim
kuşkum yoktu
sana dokunduğumda ve seni düşününce hissettiklerime bir de bu mutlak his eklenince muhteşem bir şey oluyordu işte

biz ne olduğunu anlayamadık
aşk dedik
böylesini yaşamadık dedik

daha önce yaşadıklarımız bu kadar kuvvetli değildi
buna en yakın hissettiklerimiz bile zamana yenildi
sulanınca yoğunluğunu kaybeden de oldu çok güçlü başladığı için hızlı tükenen de
sonuçta gerçek değildi hiçbirisi ve hiç sürmedi
bunun da başına aynısı gelir mi korkusu kapladı içimi

sonra o his
korkmakta yanılmadığımı gördüm
gözünün önüne aşk yüzünden çekildiğini söylediğim perde
hormonların oyunu dediğim o kör edici baş döndürücü şey
gitti bir gün senden
o gidince benim senin yokluğunda sana tutunacağım bir şeyim kalmadı

kendi değerimi başkalarının gözünde aramadım hiç
biri beni güzel bulduğu için güzel hissetmedim
biri aferin dediği için başarılı hissetmedim kendimi
bu ben değilim
peki neden şimdi böyle oldum

alıp yıldızlara çıkarıp sonra ta oralardan yere bıraktığın için mi

“gölge gibi hissettim
benim olmayan bu şehirde ellerim cebimde yürürken
senin kulağıma söylediğin ve benim inandığım o yalan neydi” diye düşünürken
senin için 1 gün önce dünyalar olduğuma eminken
gölge gibi hissettim
çok içip sokaklarda sızsam kendime gelirim gibi hissediyorum
ben kaçsam da kaçamıyorum

]]>
http://www.cizenbayan.com/blog/unutmakicin01/feed/ 0
dolunay, iç sıkıntısı, aşk ve bişeyler http://www.cizenbayan.com/blog/dolunay/ http://www.cizenbayan.com/blog/dolunay/#comments Thu, 19 Sep 2013 19:30:32 +0000 http://www.cizenbayan.com/?p=1483  

Bu gece dolunay var. Kafamı camdan çıkarmadan anlayabilirim. Çünkü içim sıkılıyor.

Huzur aramıyorum. Bulunca sıkılıyorum zaten. Ne olacağımı bilmek istemiyorum. Başıma gelenler kafamda kurduklarımdan daha güzel hep. Çok düşünmüyorum, bekliyorum. Özgürlüğü de sarılıp uyumayı da çok seviyorum. İlişkiyi değil ama aşkı seviyorum.

Aşk hep kısa sürüyor. Doğası öyle.

Las Vegasta lüks bir suitin Bellagio manzaralı balkonunda, Ortaköy’de bir öğrenci evindeki rutubetli bir odada, Üsküdar’da sabah ezanına rağmen uyumaya çalıştığın çekyatta, dişini fırçalarken üstünde şımarıkça zıpladığın bir otel yatağında, ders çalışmaya diye gidip sabaha kadar sohbet edip seviştiğin evde, gelecekle ilgili kurduğun hayallerde, kurtuluş senaryonda, gizli gizli buluştuğun vicdan azabı kokulu bir stüdyoda, Besiktaş’ta gecesi gündüzüne geçmiş sınırları dumandan görünmeyen komün bir hayatın ortasında, menemenin domatesi, soslu sosisin salçası, bal kaymağın dibinde bulabilir çünkü seni aşk.

Bu kadar hazırlıksız bulduğu gibi hiç farkettirmeden gidebilir de.

Kendine ve ona kırgın, hatta kızgın elini artık öylesine tuttuğun bir ameliyathanede, uzak kalmaktan yorulup pes ettiğinde, aynı şeyleri konuşmaktan ve tartışmaktan yıldığında, bağlanmaktan korkup 3. bir kişiye köprüden önce son çıkış muamelesi yaptığında, yaptıkları için ona kızmadığını sadece hayatı kaçırıyor gibi hissettiğini anladığında, rutinden ve her şeyin belirli olmasından boğulup çok içip gece kendini İzmir’e giden bir otobüste bulduğunda çoktan terk etmiş olabilir seni aşk.

Cok uzağa gitmeye ya da her yerde aramaya gerek yok.

O bir şekilde hayatina girip sonra da çıkıp gidiyor. Sonra bir gün kafasına esince tekrar geliyor. Sen yeter ki kapıyı açık bırak. Gelmesine de gitmesine de engel olma. Çünkü özgür olmadığında, onu kafese koyduğunda ona aşk denmiyor.

Dolunay var. Senin de için sıkılıyor mu? Korkma geçiyor.

]]>
http://www.cizenbayan.com/blog/dolunay/feed/ 0
2012 biterken http://www.cizenbayan.com/blog/2012ozet/ http://www.cizenbayan.com/blog/2012ozet/#comments Sat, 15 Dec 2012 13:09:24 +0000 http://www.cizenbayan.com/?p=808 2012’nin -belki de dünyanın- bitmesine sayılı günler kaldı (umarım Mayalar şaka sever bir toplumdur). Hayat devam ederken, yeni bir yıla girmenin hayatımızdaki en görünür etkisi tarih atarken 2 yerine 3 yazmak olsa da psikolojik olarak bir son ve yeni bir başlangıç hepimizi geçen yılla ilgili bir değerlendirme yapmaya ve yeni yılla ilgili kararlar almaya, planlar yapmaya itiyor. Ben de yaptım. Eksik kalır mıyım?

Ben 2012’de:

Çok kilo aldım. Muhtemelen 18 kere diyete başlayıp 17 kere falan da bozdum.

Saçlarımda beyazlar çıktı. Yıllar bana nazik davranmadı.

Teknoloji de bana nazik davranmadı. Mart ayında çok sarhoş olduğum bir gece daha yeni aldığım iPhone 4S’imi düşürüp kamerasını kırdım.

Yaptırıp kullanmaya devam ettiğim kıymetlimi Ağustos ayında İngiltere’de, Reading Festivali‘nin son gününün son konserinde, şarjı bitmesin diye airplane modda iken ya düşürdüm / ya çaldırdım ve bulamadım. Hep çok korkardım telefonuma bir şey olursa ne yaparım diye, baya sakin karşıladım durumu, üzüldüm tabii ama can sağlığı olsun dedim.

iPhone 5 çıktı çıkacak diye yeni telefon almadım ve evde duran eski iPhone 3GS’imi kullanmaya başladım. Çok yavaş olduğu için beni delirtti bir müddet. Sonra bir gün vize başvurusu için gittiğim bir merkezde Ayyıldız Güvenlik görevlisi emektar 3GS’imi düşürüp kırdı. Yere çömüp ağladım. Tutanak tutturdum, 5-6 kez aradım, telefonu yaptırdığımda onlara fatura etmek istedim. Ama cazgır bir insan olmadığım için tabii ki sonuç alamadım. This is Turkey baby!

Hem yavaş hem kırık diye söylenirken bu defa da üzerinde su olan mutfak tezgahına koydum telefonu ve içine su kaçtı, o noktadan sonra elimde çalışan bir telefon olduğu için şükretmeye başladım çünkü bir sonraki adım telefonla konuşurken kulağımda patlaması falan olacaktı.

fakiriphone

iPhone 5 çıkmış ama hiçbir yerde bulunamıyordu Almanya, Fransa, Hollanda ve Norveç’ten iPhone 5 alma girişimlerim başarısız oldu, hep 3-4 hafta bekleme süresi vardı. Instagram’la yaşayan, her gittiği yerden fotoğraflar çekip atan ben 3GS’le çok zorlanıyordum, iPhone 5’i beklerken adlı dramatik eserimse raflarda yerini almak üzereydi ki 4 ay sonra annem iPhone 4’ünü bana verdi (sağolsun ama zaten Türkiye’ye iPhone 5 geldi artık, Pazartesi Vodafone’a gidip alıyorum hayırlısıyla)

Düşününce bunlar önemsiz şeyler. Çok anlamsız. Ben 2012’nin sonunda, idolümü, dünyada en çok örnek aldığım kadınlardan birini, canım Babaannem‘i kaybettim. Bazı şeylerin değerini kayıplar verince anlamak insan doğasının bir parçası sanırım. Ben de ailenin değerini anladım.

Çok seyahat ettim. 70 günü yurt dışı olmak üzere toplamda 94 günü şehir dışında geçirdim. Milano’ya, Val Gardena’ya, Brüksel’e, Los Angeles’a, San Francisco’ya, Las Vegas’a, Çeşme’ye, 2 kez Berlin’e, 2 kez Amsterdam’a, 3 kez Antalya’ya, Kapadokya’ya, Mersin’e, Londra’ya, Paris’e, Oslo’ya, Ankara’ya gittim. 37 kez uçağa bindim (10 günde 1 gibi saçma bir ortalaması var).

Blog’a iyice ağırlık verip bunu işim haline getirmeyi başardım. Hatta blog’umu bir web sitesi yaptım. Bana en çok keyif veren şeyler müzik ve seyahati de odak noktama koydum. Bununla beraber 127 post yazdım (3 günde 1 gibi bir ortalaması var).

cgk

Çok Gezenler Kulübü‘ne katıldım.

Power Garage TV‘de 2 kere jüri üyesi oldum ve 2 sezon üst üste favori gösterdiğim gruplar (Arka Dörtlü ve Grup İptal) 1. oldu.

Bir sürü festivale ve konsere gittim. Miller Music Tour‘a, Reading ve Pitchfork Paris Müzik Festivali‘ne gittim.

IMG 3672

Yaşça benden en büyük ve yaşça benden en küçük adamlarla oldum, kendi rekorumu kırdım.

Çok aşık olmuştum, kurtuldum.

Ne istediğimi değil ama ne istemediğimi buldum.

Huzuru hiç bakmadığım, aramadığım yerde buldum.

2006’dan beri kahrımı çeken emektar arabamı çok tatlı bi kıza sattım.

araba

Plan yapmayı bırakıp hayallere odaklandım.

Hafızam kötü durumda diye günlük yazmaya başladım. Arada geri dönüp yazdıklarıma bakınca şaşırdım, mutlu oldum.

Bazen tekrar karşılaştığımda ismini ya da nereden tanıdığımı çıkaramadığım 100’lerce insanla tanıştım. Değişen hayat tarzı sebebiyle çok sevdiğim pek çok arkadaşımla da daha az görüşür oldum :(

Hiç aklımda olmayan şeyler yaptım. Hayatımda ilk defa golf oynadım, wake board yaptım, davul çalmaya başladım, kendi adıma parti verdim, DJ’lik kursuna başladım, balona bindim, 60 metreden serbest düştüm (SCAD), dünyaca ünlü bir şefle mutfağa girdim, hem yurt içinde hem yurt dışında basın sıfatıyla bir şeyler yaptım.

davul

En az 5 kere çoook sarhoş oldum.

Bütün bir seneyi sevgilisiz ama çok sevgili geçirdim.

Ajanda tutmaya başladım, ajandam olmadan evden adımımı bile atmadım.

Mimarlığı özledim. Ama özellikle mimarlığın ilk yıllarında yapacağımdan daha doyurucu işler yaptım, her anlamda.

Aklıma çok fikir geldi. Bazılarını hayata geçirdim, bazıları da unutuldu ya da imkansızlıklar nedeniyle yapılamadı gitti.

Bir şeyler başardım, mutlu oldum.

Birilerine yardım ettiğimde mutlu oldum.

Hayal kırıklıklarına uğradım. Çok durmadım, devam ettim.

Kendimle tanıştım. Kendimi disipline etmeyi öğrendim.

Çok öpüştüm.

Çok üşüdüm.

Telefon dışında en sevdiğim güneş gözlüğümü ve deri montumu kaybettim. Cüzdanımı ve kırmızı şarabımı kaybedip tekrar buldum.

Çok yoruldum, bünyem baya zayıfladı, çok hasta oldum. Duruldum.

2013’le ilgili hedeflerim de var tabii ki. Şu şekildeler:

Kilo vermek, sağlıklı ve düzenli bir hayata kavuşmak.

Yeni bir dövme

Daha çok müzik, daha çok seyahat, daha çok festival.

Uzak kaldığım arkadaşlarıma, aileme daha çok vakit ayırabilmek.

biz

Bisiklet almak, hiç değilse Anadolu Yakası’nda ulaşımımı bisikletle sağlamak.

Kendi evime çıkmak.

DJ’liğin tüm kurlarını ve sonra prodüksiyon kurlarını tamamlamak.

dj

Aklıma gelenleri yapabilecek, güç, organizasyon ve zaman.

Herkese tüm hayal ve planlarını gerçekleştireceği güzel bir yıl dilerim!

]]>
http://www.cizenbayan.com/blog/2012ozet/feed/ 0
beynimin camları açık kalmış kelimeler uçuşuyor http://www.cizenbayan.com/blog/beynimin-camlar-ack-kalms-kelimeler-ucusuyor/ http://www.cizenbayan.com/blog/beynimin-camlar-ack-kalms-kelimeler-ucusuyor/#comments Mon, 04 Jul 2011 16:27:47 +0000 http://www.cizenbayan.com/?p=35 -

gözlerimin içine bakıp beni dinleyen bir adam var

 

-

yatıyoruz

kolunu üzerime atmış

nefesi ensemde

etraf biraz suçluluk duygusu kokuyor

adam yanımda yatıyor

ama ben kendi nefesimi duyacak kadar yalnızım

-

insan tek başınayken içki içiyorsa alkolik oluyordur 

peki ben şu an yalnız olmamak için neler vermezdim

verirdim muhtemelen

boynuma dolanmış bir kol ensemde sıcak bir nefes için

sabaha kadar süreceğini bilsem de

verirdim

biliyorsunuz işte

-

sonra neden o topuklu ayakkabılar

neden?

-

ağlamaya başladım

bu iyi bir şey sanırım

-

aşık olmadan ölmek istemediği için bileklerini kesmiyordu kız

bu kadar basitti hayatta kalmak

-

insanlar bazen hislerinde yanılırlar, bazen de yanılmazlar…

mesela son treni yakalarsın, ya da kaçırırsın

ve ikisi de hayatını değiştirir

-

sana karşı hissettiğim her şeyi bir gecede tüketmeye içiyorum ben bu gece. kalan sağlar bizimdir

]]>
http://www.cizenbayan.com/blog/beynimin-camlar-ack-kalms-kelimeler-ucusuyor/feed/ 0
ilişki bitirirken kullanılan noktalama işaretleri http://www.cizenbayan.com/blog/iliski-bitirirken-kullanlan-noktalama-isaretleri/ http://www.cizenbayan.com/blog/iliski-bitirirken-kullanlan-noktalama-isaretleri/#comments Sun, 03 Jul 2011 16:27:10 +0000 http://www.cizenbayan.com/?p=34 ilişkiyi bitirmek adına cümleler sarf eden taraf bitti derken sonuna bir noktalama işareti koyar. gelin anlamlarını inceleyelim:

 

nokta: ilişkiyi gerçekten bitirir. söylenecek bir şey de kalmamıştır. uzamaz ilişki. biter. nettir.

virgül: kesinlikle devam edeceği herkes tarafından bilinen ilişkidir. genelde uzun ilişkilerde sık sık virgül kullanılır. tarafların ayrılmadığını yakın arkadaşlar çok iyi bildiği gibi, ilişki içinde olan taraflar da içten içe bilir ama bu panik olmalarını engellemez. virgülle ayrılma genelde karşı tarafa kaybetme korkusu salma için kullanılır. ilişkide bu virgüllerden çok kullanılırsa sonunda nokta koymak gerekecektir. çünkü bitse de kurtulsak ruh hali baskın olmaya başlayabilir. genelde bir tutam cesaret bu tarz ilişkileri bitirmek için yeterlidir.

noktalı virgül: yine uzun ilişkilerde görülen bir ayrılık türüdür. virgülün aksine ortada ayrılmak / ara vermek için elle tutulur bir sebep vardır. taraflar ara verir. düşünmeleri gerekir. muhtemelen ilişkiye tekrar başlanacaktır. yapıcıdır. bu nedenle virgülden çok daha olgun bir noktalama işaretidir.

soru işareti: bir taraf ayrılalım der. karşı tarafın ayrılmayalım n’olur beraber olalım demesi beklenir aslında. bu bir testtir. sorudur. karşı taraftan gelecek tepkiye göre başka bir noktalama işaretine dönüşür.

ünlem: bir tarafın kabahatli olduğu durumlarda karşı taraf ilişkiyi ünlemle bitirebilir. ilişkiyi bitiren kişi açıklama beklememektedir. geri dönüşü pek yoktur.

iki nokta üst üste: ayrılmanın sebeplerinin uzun uzun anlatıldığı ilişki bitirme şeklidir. bu sebepler maddeler halinde sıralanabileceği gibi paragraf haline de getirilebilir. sonunda kullanılacak noktalama işareti ise bu maddeler üzerinde yapılan müzakerelerle belirlenir.

üç nokta: romantik, isteksiz ama mecbur ilişki bitirme yöntemidir. kendine acı çektirmeyi seven kişiler tarafından kullanılabileceği gibi gerçekten ayrılması gereken kişilerce de sıkça kullanılır. soru işaretini andırabilir çünkü ikisinde de ilişki bitirilmek istenmemektedir. 

tırnak işareti: çirkin bir ilişki bitirme yöntemidir. ben sana layık değilim, daha iyilerini hak ediyorsun, sorun sende değil bende gibi klişeleşmiş sözlerden alıntı yapılır.

denden: tırnak işaretini kullanan kişiler tarafından bazen bu işaret de sıkça kullanılır. tırnak işaretinde belirtilen bahaneler karşı taraf için yeterli olmadığında ayrılmakta ısrarcı olan kişi bu işarete başvurur. 

parantez: ilişkinin bitme sebebi karşı tarafa söylenenle aynı değildir. örnek vermek gerekirse: aslında ben sana layık değilim denirken parantez içinde daha güzelini buldum denmektedir.

]]>
http://www.cizenbayan.com/blog/iliski-bitirirken-kullanlan-noktalama-isaretleri/feed/ 0
pişmanlık akıyor gözlerimden http://www.cizenbayan.com/blog/pismanlik-akiyor/ http://www.cizenbayan.com/blog/pismanlik-akiyor/#comments Sun, 12 Jun 2011 16:26:26 +0000 http://www.cizenbayan.com/?p=33 Beni sana götürecek trenlere yetişmeye çalıştım rüyamda; koştum, düştüm, dizlerim avuçlarım kanadı, yetişemedim. Ne kadar istesem de yapamadığım şeylerden biri bu da. Geçmişe giden bir treni kaçırmışım, anlıyorum. Kötü de olsa, için de acısa beni düşün istiyorum, birazcık.

Ancak bu sağlayabilirdi o treni yakalamamı.

Çabalarken bitkin düşüyorum… Sonra gözümü açıyorum, ağlamışım, kim getirdi beni buraya ve neredeyim bilmiyorum. Saçlarım terden ıslanmış, ellerim acıyor. Rüyamda denemişim yine sana dönmeyi o trenlerden biriyle, koşup yetişememişim, çaresizim. Uyandığımda fark ediyorum, ben istasyonun yerini bile bilmiyorum ki. Ve en kötüsü de artık bilinçaltımın sana rüyamda bile kavuşmama izin vermemesi. Uyanıp ağlıyorum. Pişmanlık akıyor gözlerimden.

]]>
http://www.cizenbayan.com/blog/pismanlik-akiyor/feed/ 0
kalbin kırılmasın istiyorsan http://www.cizenbayan.com/blog/kalbin-krlmasn-istiyorsan/ http://www.cizenbayan.com/blog/kalbin-krlmasn-istiyorsan/#comments Mon, 23 May 2011 16:24:13 +0000 http://www.cizenbayan.com/?p=32 kalbin kırılmasın istiyorsan yapacağın en iyi şey bir kalbin yokmuş gibi davranmaktır demiş Charlie Sheen.

umursamaz tavırlarımızın, kimseye ihtiyaç duymama çabamızın arkasında reddedilmekten, incinmekten korkan kırılgan biri var…

olana bitene en kayıtsız görünenler en hassas olanlarımız belki de.

yenilmekten korktuğumuz için hiç savaşmıyor, elde edememekten çekindiklerimizi zaten istemiyormuş gibi davranıyoruz.

bu böyle.

herkese değil ama kendine itiraf et, rahatlıyorsun.

]]>
http://www.cizenbayan.com/blog/kalbin-krlmasn-istiyorsan/feed/ 0
ah bu şarkıların… http://www.cizenbayan.com/blog/ah-bu-sarklarn/ http://www.cizenbayan.com/blog/ah-bu-sarklarn/#comments Sat, 02 Apr 2011 16:10:31 +0000 http://www.cizenbayan.com/?p=27 bunca zaman twitterda şarkılarla ilgili çok şey yazmışım.

işte en sevdiklerim, çekinmeyin tıklayın:

 

Müzik dinlerken uyuyakaldığında çalan şarkıların ruhuna işlediğine inanıyorum ben. Bazen bir şarkıyla tarifsiz şeyler hissetmemiz bu yüzden.

İlişkilerim bittiğinde ne sebeple ayrılırsak ayrılalım hakim şarkıların velayetini bana veriyor, bu yüzden yetim şarkılarım var benim.

Sen aslında kişilere değil, onlarlayken dinlediğin şarkılara aşık oluyorsun her seferinde. Bırak gitsin, yeni şarkılar bestelenecek nasılsa.

Beni çıkaracaksan hayatından o şarkıları da bir daha dinleme!

Ona dinlettiğim şarkıları sevdiğinde onu daha çok seviyorum.

Bazı şarkılar yüzünden kalın kalın romanlar yazmak, uzun metrajlı filmler çekmek istiyorum.

İnsanları şarkılarla ilişkilendirmek çok kolay. İsmini unutabilirim, ama bana yolladığın şarkıyı dinlerken “seni” hatırlarım.

insan gençliğinde dinlediği şarkıları dinleyerek genç kalabilir mi?

]]>
http://www.cizenbayan.com/blog/ah-bu-sarklarn/feed/ 0